Kuran-ı Kerim, Kuran Meali ve Kuran Kursları
Kuran-ı Kerim, Kuran Meali ve Kuran Kursları
Kuran Evrendir, Her Varlık Ayet
Kainat Yüce Tanrı’nın kitabıdır. Her varlık bir ayettir. Her varlık kutsaldır. Her varlık Yüce Tanrı’nın nurundan ve emrindendir. Her varlıkta, yaratılış yasaları ve hakikati yazılıdır. Her insan Yüce Tanrı’dan bir kitaptır. Her nebi canlı bir kurandır. Her insan bir kitaptır.
Biz, geceyi ve gündüzü iki ayet yaptık…İsra-12
Gökleri ve yeri ve bu ikisi içinde yaydığı canlıları yaratması da O’nun ayetlerindendir….Şuara – 29
Zebur, Tevrat, İncil, Kuran ve Canlı Kitap
Zebur, Tevrat, İncil, Kuran insanlara doğru yolu gösteren bir kılavuzdur. Bu kitaplar; Yüce Tanrı sır ve Nurdur, merhametli ve cömert ol diye başlar.
O, sana Kitap’ı(Kuran’ı), önündekileri tasdikleyici olarak hak bir yoldan indirdi. Tevrat’ı ve İncil’i de indirmişti. Ali-İmran-3
…Bir kılavuzdur o, sakınanlar için. Bakara- 2
…o Kitap’la esenlik ve barış yollarına iletir…Maida-16
Kuran-ı Kerim
Hz. Muhammed canlı kurandı yYazılı Kuran-ı Kerim ise Hz. Muhammed Mustafa’ya Mekke yakınlarında Hira mağarasında ibadet esnasında 610 yılı ramazan ayın son haftasında nazil olmaya başladı. Allah’ın kelamı önce Hz. Muhammed’e sonrada insanlığa tebliğ edildi.
Hira mağarasında ilk inen ayet Alak suresidir. Cebrail melek Hz. Muhammed’in huzuruna inerek görünmüş onun Allah’ın elçisi olduğunu ve Yüce Tanrı’nın onunla olduğunu bildirerek, Allah’ın yüksek ahlak dini olan İslam’ı insanlara tebliğ etmesi görevinin bildirmiştir..
Yaklaşık 23 yıla yakın bir sürede ayet ayet Yüce Allah’ın katından insanlığa tebliğ edilmiştir. İlk sure Alak Suresi, Son sure ise Nasr suresidir. Ayetlerin sayımında farklı görüşler bulunmasına rağmen 6666 ayet olduğu kabul edilmiştir. Ayet sayısı Kuran’ın hakikatini değiştirmez. Kuran-ı Kerim’in her ayetin başında olan ve manası Sır ve Nur olan Tanrı rahman ve rahimdir olarak özetlenen Bismillahirrahmanirrahim’dir. Hz. Muhammed ayetleri insanlara açık açık anlatmış ve yaşayan canlı Kuran olarak örnek olmuştur. Bu ayetler ezberlendiği gibi yazılı olarak deri, tablet ve o zaman olan imkanlar dahilinde kayıt altına alınmıştır.
İşte sana o Kitap! Kuşku/ çelişme/ tutarsızlık yok onda. Bir kılavuzdur o, sakınanlar için Bakara-2
Hz. Muhammed’in Hakka göçünden sonra Halife Ebubekir zamanında Ömer Bin Hattab ısrarı ile toplanmış ve bir nusha olarak koruma altına alınmıştır. Halife Osman zamanında ise Halife Ebubekir’in Haşimi lehçesi ile hazırladığı nüsha alınmış bu Kuran’ın iniş sırası değiştirilmiş ve Kureyşi lehçesi ile sınırlı sayıda Şam, Hicaz, Mısır, Kufe ve Mekke’de birer nüsha olmak üzere sınırlı sayıda yazılmış ve bu bölgelere yollanmıştır. Hz. Muhammed’in indirdiği Kuran “Osman Mushafı” olarak anılmış ve Kuran’a bir perde daha konulmuştur.
Allah, kendilerine kitap verilenlerden şu yolda mîsak almıştı: “Onu insanlara mutlaka açık-seçik bildireceksiniz, onu saklamayacaksınız.” Ama onlar Kitap’ı sırtlarının gerisine attılar, basit bir ücret karşılığı onu sattılar. Ne kötü şey satın alıyorlar! Ali İmran 187
Tüm bu çalışmalar esnasında İlim Şehrinin kapısı Hz. Ali çalışmalara dahil edilmemiş, Hz. Ali’nin ayetlerin iniş nedeni ve açıklamalarını yazdığı kitap dikkate alınmamıştır. Hz. Ali’nin Kuran nüshasının akibeti ise bilinmiyor. Hz. Ali’nin kendi el yazısı ile ceylan derisi üzerine yazılmış bir ayet Hacı Bektaş-ı Veli dergahında sergilenmektedir.
Hz. Muhammed Kuran’ın sırlarını Hz. Ali’ye öğretti. Hz. Muahmmed’in “Ben kimin mevlası isem Ali’de onun mevlasıdır” sözü üzerine ilim Bu ilim Ehlibeyt, On iki imanlar ve gerçek erenler tarafından hem yaşandı ve günümüze kadar ulaştı. Erenler Kuran’ın üstündeki örtüyü kaldırıp ilmi talep edene sundular. İlmi talep etmeyen ise şeriatta yani şekillerde kalarak hakikate hiçbir zaman ulaşamadılar.
Kitap’ı sana indiren O’dur: Onun ayetlerinden bir kısmı muhkemlerdir ki; onlar Kitap’ın anasıdır. Diğer ayetlerse müteşâbihlerdir. Şu var ki, kalplerinde bir eğrilik ve bozukluk bulunanlar, fitne aramak, onun teviline öncelik tanımak için Kitap’ın sadece müteşâbih kısmının ardına düşerler. Onun tevilini ise bir Allah bilir, bir de ilimde derinleşmiş olanlar. Bunlar, “Ona inandık, hepsi Rabbimizin katındandır.” derler. Gönül ve akıl sahiplerinden başkası gereğince düşünemez. Ali İmran 7
Hacı Bektaş, Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bayram, Muhiddin Arabi gibi nice Ulu evliyalar, Kuran-ı Kerim’in sırlarına vakıf olmuş ve hayatlarında bu inancı tatbik etmişlerdir. Kuran’ın anlaşılması için bu ulu kişilerin takip edilmesi her zaman kişilere fayda sağlar.
Günümüzde birçok kuran meali geleneklere göre yapılmaktadır. Milyonlarca insanın elinde bu kutsal metinleri okuduğu halde ondan fayda sağlamamaktadır.
Bu Kitap’ı sana yalnız şunun için indirdik: Hakkında ayrılığa düştükleri şeyi onlara iyice açıklayasın ve Kitap, iman eden bir topluluk için kılavuz ve rahmet olsun. Nahl-64
Mevlâna Hazretleri buyuruyorlar ki;
“Şu hafız Kur’an okuyor, evet, Kur’an’ın şeklini doğru okuyor amma, anlamadan. Mânâdan haberi yok. Kur’an’ın mânâsını ona anlatsanız o reddeder, Kur’an’ın lafzını körü körüne okur durur.
Bir hâfıza söyledim, dedim ki; “Tanrı Kur’an’da diyor ki; ‘Denizler mürekkep olsa Tanrı’nın sözlerini yazıp bitiremeden o denizler tükenip giderler.’ Hâlbuki Kur’an elli gram mürekkep ile yazılabilir, bu da Tanrı bilgisine bir işarettir.
Hakk bilgisi de bu kadar değildir. Diğer nebilerin, Hz. Musa’nın, Hz. İsa’nın zamanlarında da Kur’an yani Tanrı sözü vardı. Arapça da değillerdi. “
Bunu o hafıza anlattım fakat tesir etmedi, bende vazgeçtim. “Bir batman ekmek yemek büyük bir iştir. Ancak ağza alınır çiğnenir, çıkarılırsa bin eşek yükü ekmek de yenilebilir.”
Kuran Yanmaz ve Kirlenmez.
Yaşayan Kuran insan ve evrendir. Yazılı Kuran ise Zebur, Tevrat, İncil ve Kuran’dır. Kağıtları yakmak, kirletmek ile Kuran yanmaz ve kirlenmez.
Muaviye Sıffın savaşında Hz. Ali ve ordusuna karşı Kuran’ın yazılı yapraklarını askerlerinin mızrakların ucuna takarak hileye başvurdu. Hz. Ali’ askerlerine yazılı kuran benim savaşa devam edin sözü askerleri tarafından yerine getirilmedi. O günden bu yana Kuran menfaat aracı olarak saltanat sahipleri ve menfaatçi din tüccarları tarafından halkı kandırıp para ve saltanat aracı yapıldı.
Ayetleri menfaati için çarpıtıp kullananlar, ayetleri para ve iktidar aracı yapanlar Kuran’a asıl zarar verenlerdir. Böylelerinin cezasını Yüce Tanrı Kitabında açık seçik bildirmiştir.
Onlar ki Kur’an’ı parça parça/bölük bölük/falcılık aracı yaptılar. Hicr-91
Kuran ve Barış ile mücadele
Kuran’ı kabul etmeyenlere karşı yine Kuran ile cevap vermekten başka bir seçenek yoktur. Kuran ile alay edenlere karşı Yüce Tanrı onların yanında oturmayın, onlardan uzak durun diye buyurmuştur. Onlarla kavga edin diye buyurmamıştır. Her varlık kutsaldır ve kutsallar arasında yarış yapmak ta hatalı bir durumdur.
…Allah’ın ayetlerinin inkâr edildiğini, bu ayetlerle alay edildiğini işittiğinizde, bir başka lakırdıya dalıp gittikleri zamana kadar, o münafıkların yanında oturmayın…Nisa-140
Artık inkârcılara boyun eğme, onlara karşı Kur’an ile zorlu bir cihat aç. Furkan-52
Evren ve İnsan kitabını okumak
Evren ve İnsan kitabını okumak Yüce Tanrı’nın kitabını okumak demektir. İnsanların kimi kitabı aklı ile okur, kimi aklını kullanmadan olur. Kimi gönül ile okur, kimi menfaat ile okur.
Aklını kullanıp barış ile hakikati okuyanlar ve yaşayanlar doğru yol üzerinedir. Aklını işletmeyenler ise Kuran’ın tabiri ile pislik içindedir.
…Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bu yüzden akıllarını işletemezler onlar. Bakara-171
…o Kitap’la esenlik ve barış yollarına iletir…Maida-16
Kuran Ezberleme Kursları
Kuranı özüne ve hakikatini bilmeyen eğitmenler ile Kuran ezberleme kursları siyasi wetkiler ile yagınlaştırıldı. Bu kurslarda minyonlarca yurttaşa Kuran ezberletilirken Kuran hakikati öğretilmedi. Yaşı büyük insanlar dahi Kuran’ı gerektiği gibi bilmezken, çocuklara kuran ezberlettirildi. Çocukların kuranı idrak etmeleri ise yaşları itibarı ile mümkün değildi. Yeşil kuşak olarak bilinen bir anlayışla bu kuran ezberleme kurslarında Kuran’ı bilen ve yaşayan bir eğitim verilemedi.
Diyanet’in Kuran Meali
Diyanet İşleri reisliği Atatürk tarafından hizmet amacı ile kurulmuş devlet kurumudur. Amacı hizmet etmektir bir din anlayışını devlete ve topluma hakim kılmak değildir. Diyanet; Allah, Nebi ve din temsilcisi değildir. İslam ve Kuran’ın doğru öğrenilmesi için Kuran’ın Türkçe meali için öncülük yapmış ve Kuran’ın temel anlayışı olan anlaşılır olmasına hizmet etmiştir. Kuran ve İslam’ı saltanat ve menfaat aracı yapanlar ise bu çalışmalara karşı çıktılar.
İşte sana o Kitap! Kuşku/ çelişme/ tutarsızlık yok onda. Bir kılavuzdur o, sakınanlar için. Bakara-2
Türkçe Kuran meali Atatürk’ün öncülüğünde yine diyanet işleri başkanı Rıfan börekçi’ni başkalığında 1931 yılında önce Mehmet Akif Ersoy’a teklif edilmiştir. Ersoy bu teklifi kabul etmeyince Elmalılı Hamdi Yazır’a kuran meali yapılmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığınca 1961 yılında ikinci bir Kuran meali yapmıştır. Diyanet’in kuran meali Elmalı Hamdi Yazır mealin çok gerisinde kalmıştır. Meal yapılırken parantezler ile yapılan açıklamaları da Kuran’ın esasına göre yapılmamıştır. Elmalı Hamdi Yazır mealinde bile eksiklikler olmasına rağmen devrim niteliğinde bir çalışmadır. Binlerce kadro, onlarca ilahiyat fakültesinde yetişmiş akademisyenden faydalanılarak çok daha iyi bir meal yapılmamıştır.
Kuran Meali’ne bir Örnek
“Ve Rabbiniz dedi ki: Bana dua edin, size cevap vereyim. Şüphesiz, bana ibadetten büyüklenenler hor görülmüş olarak cehenneme girecekler.” Mümin-60
Rabbiniz şöyle dedi: “Bana dua edin, duânıza cevap vereyim. Bana kulluk etmeyi kibirlerine yediremeyenler aşağılanmış bir hâlde cehenneme gireceklerdir.” Mümin-60 Diyanet Meali
Elmalı Hamdi Yazır Tesfiri ve Sadeleşen tesfiri
Allah’ın izni olmadıkça hiçbir kişinin iman etmesi mümkün değildir. Akıllarını kullanmayanlar üzerine Allah bir uğursuzluk yükler. Yunus – 100 Elmalılı Hamdi Yazır sadeleştirilmiş Meali
Allâhın izni olmadıkça hiç bir nefs için iyman edebilmek yoktur ve akıllarını husni isti’mal etmiyenleri o pislik içinde bırakır. Yunus – 100 Elmalılı Meali (Orijinal)
Kâbe huzurunda onların duaları ise ıslık çalıp el çırpmaktan başka birşey değildir. O halde inkârınızdan (ve nankörlüğünüzden) dolayı bu azabı tadın bakalım. Enfal – 35 Elmalılı Hamdi Yazır sadeleştirilmiş Meali
Beytin huzurunda namazları ise ıslık çalıb el çırpmaktan başka bir şey değil, o halde küfr-ü küfranınızdan dolayı tadın azâbı. Enfal – 35 Elmalılı Meali (Orijinal)
Diyanet işleri başkanlığı Kuran mealini Ehli Sünneti esas aldık hazırladığını Kuran mealinin ön sözüne de yazmıştır. Hz. Muhammed’in yaşamında uyguladığı esaslara (Hz Muhammed’in sünneti) ve Kuran’ın açık mesajlarına göre yapması gerekir. Diyanet meali; Hz. Muhammed’den sonra Emeviler ile oluşturulmaya başlanan, Abbasiler tarafından kısmen devam ettirilen sünnet anlayışını yansıtmaktadır. Birçok ayet Bismillahirrahmanirrahim’deki merhamet ve cömertlik esaslarına göre yapılmamıştır.
… Şu var ki, kalplerinde bir eğrilik ve bozukluk bulunanlar, fitne aramak, onun teviline öncelik tanımak için Kitap’ın sadece müteşâbih kısmının ardına düşerler. Onun tevilini ise bir Allah bilir, bir de ilimde derinleşmiş olanlar.. Ali İmran -7
Peygamberler Kutsal Kitaba El Basmadılar
Musa, İsa, Muhammed’in sözleri hak sözüdür ve asla yalan söylemezler Kuran, İncil veya Tevrat üzerine el basarak yemin etmek gibi bir uygulama Hz. Musa, Hz. İsa, Hz. Muhammed, dört halife, on iki imamlar ve erenler tarafından yapılmamıştır. Hz. Muhammed zamanında kimsede yazılı kuran bulunmuyordu. Tevrat, İncit, Kuran’a el basarak yemin etmek nebilerden sonra din adamaları tarafından yapılmıştır.
Türkiye Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Laik Cumhuriyeti inanç hürriyetini esas alınmış ve her inanç kişilerin kendi iradelerine bırakmıştır. Cumhuriyet; Kuran, Tevat, İncil üzerine yemin etme uygulaması yoktur
Allah’ı yeminlerinize siper haline getirmeyin
Hangi amaçla olursa olsun …. Allah’ı yeminlerinize siper haline getirmeyin. Allah, her şeyi duyar, her şeyi bilir. Bakara-224
Söz ve yemin Allah’a vermek isteyenler bu sözlerini gizli olarak Allah’a vermeleri daha uygundur. Oy için, menfaat için, siyaset için Kuran’ı yenim aracı yapıp bunun reklamını yapmak Kuran nasihatine uygun değildir.
Allah’a verdikleri sözü ve yeminlerini basit bir bedel karşılığı satanlar var ya, işte onlar için âhirette hiçbir nasip yoktur. Allah onlarla konuşmayacaktır, kıyamet günü onlara bakmayacaktır, onları temizleyip arıtmayacaktır. Onlar için korkunç bir azap vardır. Ali İmran 77
Diyanet’in Kuran mealine örnek bazı ayetler
Allah’ın izni olmadıkça, hiçbir kimse iman edemez. Allah, azabı akıllarını (güzelce) kullanmayanlara verir. Yunus – 100
Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki,
Onlar namazlarını ciddiye almazlar.
Manun-4-5
Onların, Kâ’be’nin yanında duaları ıslık çalıp el çırpmaktan ibarettir. Öyle ise (ey müşrikler) inkar etmekte olduğunuzdan dolayı tadın azabı Enfal-35
Onun içinde asla namaz kılma. İlk günden temeli takva (Allah’a karşı gelmekten sakınmak) üzerine kurulan mescit (Kuba mescidi), içinde namaz kılmana elbette daha layıktır. Orada temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da tertemiz onları sever. Tevbe-108
Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar… Nur-31
Yaşar Nuri Öztürk Kuran mealinde ise aşağıdaki gibidir.
Allah’ın izni olmadıkça hiçbir benlik iman edemez. Allah, pisliği, aklını kullanmayanlar üzerine bırakır. Yunus – 100
Lanet olsun o dua edenlerin ki,
Dualarından gaflet içindedir onlar!
Maun 4 – 5
Müşrik Araplar da Kabe’de namaz kılardı. Enfal – 35
Böyle bir mescitte sakın namaza durma! Daha ilk gününde takva üzerine kurulan bir mescit, içinde namaz kılman için çok daha uygundur… Tevbe-108
Mümin kadınlara da söyle: Bakışlarını yere indirsinler. Cinsel organlarını/ırzlarını korusunlar. Süslerini/zînetlerini, görünen kısımlar müstesna, açmasınlar. Örtülerini/başörtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar… Nur-31
www.cemhaber.com
Nihat Vural
İlk yayın: 05.01.2017
Güncelleme : 03.12.2024
Mealler: Yaşar Nuri Öztürk