Tunceli Torut’ta Bir belgenin hikayesi
Tunceli ili Hozat ilçesi eski ismi Torut yeni ismi Taşıtlı olan köyde geçmiş zamanda beylik yapmış Zaim bey’den kalan bir belgenin gerçek hikayesini anlatacağım.
Zaman Dersim 1938
Yıl 1938 yılı dersim olayları devam ediyor. 1937 yılında Dersim olayları başladığı zaman Devlet ağalara karşı operasyonlar yapıyor. Bu operasyonlar yapılırken çocuk yaşta alıp götürülen kişilerde var. Kısaca operasyonlar esnasında birçok haksızlıklar oluyor. Derken 1938 yılının Ağustos ayıda devlet olaylarını bitirmek için 3. Orduyu tatbikat yapıyorum diye Dersim’e sokuyor. Dağa çıkmış, devletin otoritesini kabul etmeyenlere karşı yapılan operasyonlar, hiç suçu olmayan köylülere karşı kırıma dönüşüyor. Dersim kırımı yöre halkının kullandığı bir tabir olduğu için bizde bu tabiri kullandık.
Keko Ceviz belgeyi komutana gösteriyor.
Torut’un mezrası olan Köm’e gelen askerler köylüleri köy meydanına topluyorlar. Bu arada Zaim Bey’in o zaman evlatlarından olan Haydar Ceviz’in babası Keko Ceviz askerlerin komutanı ile görüşerek kendisinde belge olduğunu söylüyor.
Atası Zaim beyden kalma bir yazılı belge, bir bardak ve bir ibrik tası komutana gösteriyor. Bardak ve ibrik tasın üzerinde Arapça dualar yazılıdır ve Zaim bey evlatları tarafından kutsal kabul edilmektedir.
Komutan yazlı belgeyi okuduktan sonra; “Siz önemli bir ailenin mensubusunuz” diyerek köyde hiç kimseye dokunmuyor. Keko Ceviz’e “başınıza böyle bir şey gelirse bu belgeyi gösterirsiniz” diyor. Komutan Keko Ceviz’den üstünde Arapça dualar olan bardağı istiyor. Keko Ceviz’de bu barağı komutana hediye ediyor.
Yine Torut’ta 1938 Ağustos ayında köy meydanında toplanan köylüler, kan ter içinde gelen atlı bir askerin emri ile kırımdan kurtuluyor. Bu emir, Atatürk tarafından Dersim’e yollanan ve Çemişgezek ilçesine kadar arabayla gelen Maraşal Fevzi Çakmak’ın emridir. Askerlerin başında bulunan komutan bu emri uygulamak istemiyor ve direniyor. Emri getiren askerin ısrarı ile Torut köyünde kırım duruyor.
Keko Ceviz belgeyi emanet veriyor
Torut köyü ve Kom mezrasında kırım durduğu için İbrahim ve Süleyman Halis, Keko Cevize gelerek siz kırımdan kurtuldunuz. Devlet bizi katledebilir, bu belgeyi bize verin bizde ailemizi ve çocuklarımızı kurtaralım diyor.
Keko Ceviz bu belgeyi İbrahim ve Süleyman Halis’e veriyor. Gel zaman git zaman İbrahim ve Süleyman Halis bu belgeyi geri vermiyorlar. Defalarca istendiği halde belge bizde yok diyorlar. Emanete sahip çıkmıyorlar veya çıkamıyorlar. Bu belge Halis ailesinde kalıyor. Bu belge daha sonra bu aileden başkasına veriliyor ve belge tercüme edilerek piyasaya çıkıyor. Osmanlı padişahının emri ile sefere katılan Alaattin beye ait belge Zaim beyin atalarına ait belgedir.
Halis Ailesine ait bir belge yayınlarda yer alıyor
Halis ailesinde Alaattin bey ile ilgili bir belge açığa çıkıyor. İbrahim ve Süleyman Halis’te zaten kendilerine ait bir belge olsaydı Keko Zaim’in belgesini istemezlerdi. Ortada bir belge bulunduğuna göre Halis ailesi kaynaklı bu belgenin Keko Ceviz’den alınan belge olup olmadığı tartışma konusudur. Zira Halis ailesi kendilerinde ayrıca bir belge bulusaydı, Keko Ceviz’den belge istemeye ihtiyaç duymazlardı.
Halis ailesi kendilerine ait olduklarını idda ettikleri belgelerini koruyabiliyor olmaları fakat Keko Ceviz’den aldıkları belgeyi koruyamıyor olmaları ayrıca üzerinde düşünülmesi gerek bir husustur.
Soy ismi kanunu çıktığı zaman Ali Zaim ilk Zaim soyadını alıyor. Keko ise Ceviz soyadını alıyor. Daha sonra bu aile Tunç ve Ceviz soyadları ile Torut köylüsü olarak yaşamaktadırlar.
Zaim Bey ve sonrası
Zaim beyin ne zaman yaşadığı konusunda kesin biz tarih veremiyoruz.. Zaim beyin dillere destan bir atı varmış. Bu ata Zaim bey gözü gibi bakarmış. Zaim bey kendisine sığınan ve sahip çıktığı kişiler tarafından ciboğlar köyündeki bir kişiye öldürtülüyor. Bu esnada Zaim bey atının yanındaymış ve atı kişneyerek Zaim beyi uyarmış. Zaim bey o zaman tapu kayıtlarını tutar vergileri bir deftere kaydedermiş. Zaim beyden sonra yanına aldığı kişiler bu defteri alarak devlet anıda kayıtları tutarak bu göreve devam ediyorlar.
Devrin Ağası topluma hizmet eden kişidir.
Devlet’in etkisinin azaldığı zamanlarda topluma sözünü veya gücünü kabul ettiren kişiler ağalık yapmışlardır. Cumhuriyet ile birlikte ağa ile köylü eşit kabul edilmiş ve bu süreç sancılı olsada artık tamamlanmıştır.
Günümüzün ağası artık sözü geçen ve toplum tarafından saygı görülen kişilerdir. Cömertlik ve hizmet ile toplumun saygısını kazanmış kişilerdir. Bilge kişilikleri ile sorunları olanlara doğru yolu gösteren kişilerdir.
Kaynak Kişiler :
Haydar Ceviz
Rahmetli Ahmet Akkaya
03.01.2019 – Nihat Vural
Torut.com