Yer Oynayıp Gizli Sular Akınca
Yer oynayıp gizli sular akınca
Ezan tebdil olup kanun çıkınca
Hükm-ü şeriatın kavli kalkınca
Softaların azdığı yıllar gelecek
Dünya sütlü meme herkes emiyor
Fitne fücurluğu elden komuyor
Hiçbir kimse malım yeter demiyor
Alıp götürmeye yeller gelecek
Kudretli kalleşe beli-bes diyor
İşleri bitince ketm-i dost diyor
Evlat babasından hizmet istiyor
Ektiğimiz biçmedik yıllar gelecek
Her düvel ayakta bu nasıl hikmet
Dünya benim diye kılıyor gayret
Ne Allah´tan korkar ne sayar ahret
Şehirler batıran harbler geliyor
Güzide okur akdan karadan
Hünkarım ayırma cemden sıradan
Bizi o günlere koyma Yaradan
Hayrı şerri belirsiz kullar geliyor |
Gaziler Cihanın Müddeti Doldu
Gaziler cihanın müddeti doldu
Dünya bir acayip zamana kaldı
insanda itimat itikat n’oldu
Hemen bir zan ile güman’a kaldı
Tat kalmadı sirke oldu şıralar
Ben tabibim diyen yüzün karalar
Yanlış merhem ile azdı yaralar
Bir hazik hekim-i lokmana kaldı
Düşerler ardına kil ile kâlin
Varmazlar yanına ehl-i kemalin
Mahlukün ettiği ceng-ü cidalin
Cümlesi bir ulu divan’a kaldı
Gerçek erenlerin emsali yokdur
Bilirim dört kapı kırk makam haktır
Ehl-i hak olana hiç hörmet yoktur
Rağbet yalan ile şeytana kaldı
Güzide der güçtür nefsin öldürmek
Erlik midir koymadığın kaldırmak
Zamane halkına Hak’kı bildirmek
Mehdi gibi sahip zamana kaldı |
Beyler Devir Döndü Bi-hoş Hal Oldu
Beyler devir döndü bi-hoş hal oldu
Nefsi nefse uymuş haller geliyor
Şimdi insan ibadetten dur oldu
Sohbet kalktı acı diller geliyor
Surette ademdir ma´nada hayvan
Dönüşmüş sıfatı kalmamış insan
Tamahın peşinde seğirtme ey can
Ağular katılmış ballar geliyor
Mahluku azdıran iblis ıvgası
Ortalığa düştü batıl kavgası
Dağıtılmış her yere nefsin havası
İşte böyle böyle haller geliyor
İnsafı terk edip Hakk´tan azdılar
Menfaate meyledip Yol´u bozdular
Hayale gelmedik fitne düzdüler
Daha bundan beter kullar geliyor
Hiç haberi yoktur kendi özünden
Duyusu yok kişi ile yazından
Ab-ı rahmet gelmez arşın yüzünden
Fiilimize göre yıllar geliyor
Muhammed´in buyruğuna uymadık
Nasihatın kulağımıza koymadık
Çok alamet zahir oldu bilmedik
Başımıza mithiş haller geliyor
Ey Güzide, yaz yerine geldi kışlar
Halimize göre bize bu işler
Gafil durup cahil gezmen kardaşlar
Silip süpürücü seller geliyor
|
Behey Efendiler Zamane Halkı
Behey efendiler zamane halkı
Her biri bir türlü iş eylediler
Ayete Hadise iman etmeyip
Efsane sözleri Huş eylediler
Sırr-ı Muhammed´den ne kaldı eser
Cihan fitne ile doldu ser-te-ser
Yetmiş ikiyinen aynı gidenler
Kılı ibrişime eş eylediler
Kimi postta oturur kimi gezer
Kimi yol gösterir kimi de bozar
Kimi aklınca fetvalar düzer
Evliya nın sırrın faş eylediler
Kötürüm şah oldu cıktı zuhura
Çaylak vezir oldu gitti Mısır´a
Çok karış verdiler baykuş fakıra
Serçeyi Anka´ya eş eylediler
Mürüvvet tohumunu ham boza ekip
Muhabbet kadehin kenara döküp
Katırı beygiri tavlaya çekip
Harı kuheylana eş eylediler
Bunca mahlukatı bir yere derip
Yılda bir davarın kanına girip
Delilsiz bürhansız yol erkan sürüp
Cahiller gönlünü hoş eylediler
Yolumuz uğradı kıra bayıra
İşimiz zor oldu Mevlam kayıra
Hiç ağzını açan yokdur hayıra
Bir acayip yollu iş eylediler
Güzide der ahd-i iman zedeler
İşiniz zor oldu ocak-zadeler
Helal haram demez şeyh ve dedeler
Eline geçeni nuş eylediler |
Sırr-ı Men Arefden Haberi Olmayan
Sırr-ı men arefden haberi olmayan
Gelip meclislerde babalanmasın
Kurba Ayeti’ne vakıf olmayan
Orada burada hocalanmasın
Yük üstüne yüksek binalar çatıp
Bal içine soğan sarımsak katıp
Talib köşesinde safsata satıp
Kendini bilmeyenler böbürlenmesin
Atsın içindeki çirkin huyları
Çekip kopaıtmasın çürük yuları
Zemzem diye her gördüğü suları
İçip sarhoşlukla badelenmesin
Asıl-zade asıl evlad kanı olan
Şem’a olan taban olan gün olan
Ölmeden evvel ölüp Hakk’ı bulan
Yanıp kül olsa da zedelenmesin
Güzide der pir postunda oturan
İçip gaflet meyin kendin yitiren
Gahi benlik gahi gurur getiren
Hünkar himmetinden nasib almasın
Güzide Ana |
Hey Yarenler Bu Dünyanın
Hey yarenler bu dünyanın
Ne tuzu ne tadı kaldı
Tükendi balı kaymağı
Ne yoğurdu südü kaldı
Şer tohumları ekildi
Şeriat göğe çekildi
Dava ya akçe döküldü
Ne müfti ne kadı kaldı
Yandı gitti asıl ocak
Ne kıyı kaldı ne bucak
Varıp müşkil danışacak
Fitne fücur adu kaldı
Hey Allahım yareden
Kurtar bizi Vareden
Doğru söz kalktı aradan
Hemen dedi kodu kaldı
Ey Güzide mahluk şaşdı
İblis araya dolaşdı
Karışdı cihan karışdı
Evvelkinin adı kaldı |
Sofu Bizi Niçin Ta’an Edersin?
Sofu bizi niçin ta’an edersin?
Hakk´ı bilmek midir suçumuz bizim?
Leheb gibi puta baş eğmedik biz
Yoktur Menatımız haçımız bizim
Haramdan zinadan kavdan kaçarız
Hakk´a doğru menzil menzil göçeriz
Can baş meydanında serden geçeriz
Kurban-ı ilahidir koçumuz bizim
Kırkımızı bir tel ile yederler
Azmeyleyip Hak’dan yana giderler
Gönül ka´besini tavaf ederler
Günde yüz bin kere haccımız bizim
Sırr-ı Bektaşiyiz ayrı değiliz
Hemen sağ gezeriz sayrı değiliz
Birlikdeyiz ayrı gayrı değiliz
Bir kişi sayılır üçümüz bizim
Sırr-ı men arefden nefsimiz bildik
Mürşid kapısına tevbeye geldik
Gönül aynasını pak edip sildik
Taşradan görünür içimiz bizim
Kimimiz bir yerde irfan açarız
Gevherler saçıp müşkiller seçeriz
Hakikati iman ile geçeriz
Can çıkmadan yunur ölümüz bizim
Cümlemiz bir yerde mest oluruz
Mest oluben serden baştan geçeriz
“Şaraben tahura” kevser içeriz
Aliyye`l Murtaza suçumuz bizim
Kimimiz bir yerde cem oluruz
Dizilmiş bir tesbih muhib oluruz
“Lahmike” kavlinde bir can oluruz
Kimi kardeş kimi bacımız bizim
“Ente mut”un sırrına vakıf olmuşuz
Sağ iken ölmezden evvel ölmüşüz
Ayne´l yakın Hakk´ı burada bulmuşuz
Divanda sorulmaz suçumuz bizim
Güzide seyretti arşda zeminde
Hakkı isbat eder birlik ceminde
Akıl meclisinde irfan bezminde
Bulunur bir iki kaçımız bizim
|
Sen Seni Gör Cümle Eşya Sendedir
Sen seni yitirip gezme ırağı
Sen seni gör cümle eşya sendedir
Sen sende bulursun sende gereği
Sen seni gör cümle eşya sendedir
Adem değil midir. Allame-iesma
Adem değil midir nev-i musliha
Adem değil midir Müsha-i kübra
Sen seni gör cümle eşya sendedir
Adem değil midir bab-ıeyvallah
Adem değil midir ol Resul Allah
Adem değil midir sırr-ı Seyfullah
Sen seni gör cümle eşya sendedir
Adem değil midir nur-uarşullah
Adem değil midir kenz-i sırrullah
Adem değil midir Kabe beytullah
Sen seni gör cümle eşya sendedir
Yedi iklim yedi deryasendedir
Yedi ayet yedi esme sendedir
Yedi kitap yedi bina sendedir
Sen seni gör cümle eşya sendedir
Özün bilmeyene echel dediler
Yola gitmeyene efsel dediler
Benliğin farkedene ekmel dediler
Sen seni gör cümle eşya sendedir
Sen seni görürsen sensindelalet
Sen seni görmezsen sensin delalet
Sen seni islah et ki gele inayet
Sen seni gör cümle eşya sendedir
Sen seni bilirsen yeksanolursun
Sen kendi derdine derman olursun
Sen seni bilmezsen pişman olursun
Sen seni gör cümle eşya sendedir
Katibi der ki suret-i Rahman
Ademdir cümleye delil-i bürhan
Habersiz dolaşma ey gafil insan
Sen seni gör cümle eşya sendedir |
Sana Bir Nasihatım Var
Sana bir nasihatim var
Gel yanıma hele kardaş
Uzakta arayıp gezme
Gitme elden ele kardaş
Dünya bir acayip haldır
Kimi elif kimi daldır
Bu bir başka derin göldür
Düşmeyesin göle kardaş
Yarar isen Hakk’a yara
Bulasın derdine çara
Her suyun geçidin ara
Gitmeyesin sele kardaş
İmam eyle kıyamete
Girmeyesin siyasete
Karga olma necasete
Arı ol gel bala kardaş
Dinle okunan fermanı
Bulasın derde dermanı
Terse savurma harmanı
Tane gider yele kardaş
Dünyaya satma varını
Gelip yüzerler derdini
Cahile deme sırrını
Destan eder dile kardaş
Harama sunma elini
Her dem hıfzeyle dilini
Haramla kirletme elini
Halden gelir bela kardeş
Bu sözlerin Bektaş-i’ye
Yanılıp gitme Nakş-i’ye
Uyma hal bilmez kişiye
Taş getirir yola kardaş
Güzide geldi cihana
Çok şükür olsun Süphan’a
Halin arz eyle sultana
Minnet etme kula kardaş |
Medet Mürüvvet Şu Alemi Yaradan
Medet mürüvvet şu alemi yaradan
İnsanın önünden geçilmez oldu
Dört Kapı Kırk Makam kalktı aradan
Hallolup müşkiller seçilmez oldu
Döndükçe bu devran tersine döndü
Nice Süleymanlar tahtından indi
Şimdi tir endazlar hımara bindi
Merkebin tavrından geçilmez oldu
Eşek ile küheylanlar yarıştı
Bülbülün gül ile hali değişti
Tatlı suya acı sular karıştı
Bozuldu lezzeti içilmez oldu
Kargaya şahin derler kuzgun baz oldu
Bu mahluka davul zurna saz oldu
Kısalar uzayıp serv-i naz oldu
Danalara kaftan biçilmez oldu
Ut hicab kalmadı gelinde kızda
Şimdi sofular gönülde sözde
Biganeler hisse almaz bu sözde
Gayri Hak’dan yana gidilmez oldu
Esti şu cihana gaflet yelleri
Yıktı harap etti bütün illeri
Hain hırsız kesdi doğru yolları
Bak gör doğru yanlış seçilmez oldu
Güzide’yim aktı didemin yaşı
Elden çıktı elden ademin başı
Sineme uğradı hasretin kışı
Dolu badelerim süzülmez oldu |
Muhammed Ali´nin Güzel Yolları
Muhammed Ali´nin güzel yolları
Düşmüş ayaklara sürünür gider
Cihanı kaplamış küfür dalalet
Mahlukun önünden görünür gider
Dede derviş inkar etmiş pirini
Sormazlar talibin kisb ü karını
Önüne getirsen kanı irini
Helal haram demez barınır gider
Talibim demiş sapmış rah-ı haktan
Ona talip demek bir kuru bühtan
Giyinmiş eynine envarı kaftan
Başına taç etmiş vurunur gider
Katibi´m der gaflet meyinden içer
Sabra kararı yok göğ ekin biçer
Yılda bir kör bulur önüne geçer
Sanki günahından arınır gider |
İbret İle Baktım Fani Dünyaya
İbret ile baktım fani dünyaya
Kimselerde ahd-i vefa kalmadı
Herkesin hizmeti kendi nefsine
Kimseden kimseye fayda kalmadı
Herkes öz başına rahat aradı
Dört kapının ancak kalmıştır adı
Bitmiş bu dünyanın lezzeti tadı
Gönüllerde muhabbet safa kalmadı
Artık bilinmiyor gerçeğin işi
Kin kibirle doldu dışıyla içi
Yularlandı şeytana insanın başı
Nasihat tutacak kafa kalmadı
Şimdi rağbet düştü yalana düşe
Herkes meyil verdi altın gümüşe
Tarikat yoluna Hünkar yetişe
Muhibde müridde vefa kalmadı
Güzide der unutma ikrarı andı
Çoğaldı dünyanın tuzağı fendi
Nice Süleymanlar tahtından indi
Yalandır bu dünya Nuh’a kalmadı |
Gel Ey Sofu Hak Ararsan
Gel ey sofu Hak ararsan
Yönün dönder bize doğru
Ne buldun beyhude laftan
Yaşın vardır yüze doğru
Her suya karışıp akma
Sen seni odlara yakma
Er isen kem gözle bakma
Gelip giden kıza doğru
Düşme nefsin tuzağına
Cehdeyle yolun uzağına
Bir gün de ömrün bağına
Gazel iner güze doğru
Haberdar ol şeriattan
Yol bulasın tarikattan
Marifetten hakikattan
Eriş gerçek söze doğru
Güzide bildi suçunu
Seyretti Çin´i maçini
Gam değil çekti göçünü
Hakk´a giden ize doğru |
Evliya Cemine Azmeden Sofu
Evliya cemine azmeden sofu
Düz yolu koyup da sarpa kaçarsın
Muhammed Ali’nin yüce yolunu
Gelmiş saf talibe pinhan edersin
Yol budur deyip de sürek sürersin
Cahili kinliyi başa derersin
Yılda bir hayvanın kanına girersin
Aklın boynunun borcunu ödersin
Gel benlik eyleme nefsini öldür
Hak yoluna canın armağan getir
Kin ile kibiri aradan kaldır
Bunca vebal dolu yükü nidersin
Senin elindedir şer ile hayır
Nefsi emareden özünü ayır
Güzide söyler ki kendini kayır
Neyleyip de halkın zemmin edersin |
Ehl-i İrfan Derilince Bir Yere
Ehl-i irfan derilince bir yere
Hakikattan haber alanlar gelsin
Hünkar Hacı Bektaş Kutbü-l Arifin
Hünkar´a biat edenler gelsin
Sakın yalancıya biat etmeyin
Münkirin gittiği yola gitmeyin
Kalbinizde zerre kara tutmayın
Pak edip özünü silenler gelsin
Asla güvenilmez dünya malına
Muhib gerek ikrarında buluna
Hakk´dan ihsan olur mümin kuluna
ikrarında kadim duranlar gelsin
Yalan söze uyup azan gelmesin
Delilsiz sohbeti düzen gelmesin
Dünyada serseri gezen gelmesin
Ehl-i beyt yolunu bilenler gelsin
Güzide der Hak Cem´ine gelenler
Dört kapıyı kırk makamı bilenler
Arıdıp da kalp evini silenler
Yüce Pir´e niyaz edenler gelsin |
Men Aref Sırrına Vakıf Olmayan
Men aref sırrına vakıf olmayan
Ma´nada bir huyu hayvan sayılır
Dört Kapı´yı, Kırk Makam´ı almayan
Her işi kem, eksik, noksan sayılır
Dünya arkasınca eyleme telaş
Bir ehl-i kamilin önüne dolaş
Umman olayım dersen katreye ulaş
Katreyi bulanlar umman sayılır
A´madır her suya karışıp akan
Varıp bir çöplüğe yükünü yıkan
Soyunup meydanda irfana çıkan
Hakikatte o kişi merdan sayılır
Güzide´m yüz sürüp geldim meydana
Medet senden şahım kalman noksana
Edeb sahibi yoldaş olsa bu cana
Hak onun katında mihman sayılır |
Bulandı Aşkımın Seli
Bulandı aşkımın seli
Acep bir gün durulmaz mı
Hüsnün gördüm oldum deli
Akıl başa derilmez mi
Yüzün benzer dolunaya
Sensin ömrüme sermaye
Yüzüm sürdüm hak-i pa’ye
Hatırcığım sorulmaz mı
Ferhattır dağları delen
Şirin’in yolunda ölen
Der Güzide Mecnun olan
Leyla’sına sarılmaz mı
|
Gönül Derdi Kelam Getirir Dile
Gönül derdi kelam getirir dile
Aşkın deryasına daldığı zaman
Akar gözyaşlarım döndürür sele
Yar bizi sevdaya saldığı zaman
Kaçma cenan n’olur dosttan fedadan
Böyle haber aldık dar ü gedadan
Bize cevredenler bulur hüdadan
Alem ettiğini bulduğu zaman
Katibi gör erkanını yolunu
Olura olmaza açma sırrını
Sevdiğim bu edna fakir kulunu
Unutma derdinden öldüğü zaman
|
Bülbül-ü Şuara Hep Zârı Bizden Öğrenir
Bülbül-ü şuara hep zârı bizden öğrenir
Dûdû-yu sûr-nâ gûftarı bizden öğrenir
Âşık-ı sâdık olanlar bilir kavl-u kararın
Hem ehl-i harabâd etvârı bizden öğrenir
Biz hakikat kenzinin bevvabının derbanıyız
Hem muciz ma‘rifet ehli’nin hayranıyız
Bizi hor görmeyin kim dil mülkinin sultanıyız
Bunca ârifler gelir esrarı bizden öğrenir
Dilber-i Şirin için âlemde Ferhat olmuşuz
Gerçi Mecnûnuz ama Leylâ’dan azad olmuşuz
Sûrette kemterleriz mânâda üstâz olmuşuz
Cümle aşıklar gelir dildârı bizden öğrenir
Ey Güzide bezm-gâmda gezme hod serseri
Oluben meydânı aşkta merd’olan gelsin beri
Bizdedir velhasıl mihr-i muhabbet defteri
Onca şairler gelir eş’arı bizden öğrenir
|
Kalma Kusuruma Aman Efendim
Medet Allah Ya Muhammed Ya Ali
Kalma kusuruma aman efendim
Pirim Hünkar Hacı Bektaşi Veli
Kalma kusuruma aman efendim
Hatice Fatıma Düldül ü Kamber
Ya Hasan Hüseyin Şibbir ü Şebber
Bi-hakkın Abidin Bakır u Ca´fer
Kalma kusuruma aman efendim
Kerem kıl İmam Musa-i Kazım
İmam Rıza budur senden niyazım
İşimiz şehve ile hatadır bizim
Kalma kusuruma aman efendim
Şah Taki ba Naki şaşırma yolum
Askeri Mehdi´ye ayandır halim
Gayret sana düştü Pir Sultan Balım
Kalma kusuruma aman efendim
Katibi´m erenler kerem kanidir
Gönül görmek çün onların şanıdır
Dediler sizleri cömert ganidir
Kalma kusuruma aman efendim
|
Gel Gönül Bak Şu İnsanların İşine
Gel gönül bak şu insanların işine
Şimdi el kadehde şarap istiyor
Remz-i dili fehmetmeyen cahile
Arifin ağzından cevap istiyor
Ne bilsin şekeri şap sanan dürzü
Göremez Hakk´ı kör olmuş gözü
Kulluk makamına ermeden özü
Cenab-ı Allah’tan kitap istiyor
Güya sofu olup meydana çıkar
Yanaşma yanına nefesi kokar
Tilkidir her ine burnunu sokar
Cavidan ilminden kitap istiyor
Ma’rifetin gömleğini giyemez
Canı başı Hak yoluna koyamaz
Elifi fark edip be te diyemez
Hocaya varmadan küttab istiyor
Güzide derdi çok söyletir yadı
Gördüm bu dünyayı kalmamış tadı
Kanaraya dolmuş kelp ile kedi
Tepsi donatmaya kebap istiyor
|
Dertliyim Derdime Dermana Geldim
Medet Allah ya Muhammed ya Ali
Dertliyim derdime dermana geldim
Bûnlardan kurtaran Bektaş Veli
Dertliyim derdime dermana geldim
Hasan Hüseyin’le arttı firkatim
Zeynel Bakır Cafer melce-i zatım
Kazım Musa Rıza kabul eyle hacetim
Dertliyim derdime dermana geldim
Taki’den Naki’den ola hidayet
Hasan Askeri yareme el kat
Muhammed Mehdi dardayım gayet
Dertliyim derdime dermana geldim
Dervişlerin girer şala abaya
Sehven hata ettim geldim tövbeye
Niyazım var Hacı Bektaş Veliye
Dertliyim derdime dermana geldim
Güzide der Mevla’m sen bak halime
Medet mürüvvet fırsat verme zalime
On iki imam yardım eyle kuluna
Dertliyim derdime dermana geldim
|
Gel Gönül Dolanıp Gezme Cihanı
Gel gönül dolanıp gezme cihanı
Sen cihan ararsan cihan sendedir
Sana nakledeyim kevn ü mekanı
Bil muhakkak kevn ü mekan sendedir
Birgün olur ecel yeter ardından
Hakkı devredersin fena yurdundan
Derde düşüp derman ara derdinden
Derde derman olan Lokman sendedir
Her köyde şehirde sultan eğlenmez
Her hanede aziz mihman eğlenmez
Her kırda bayırda insan eğlenmez
Arıt kalb evini mihman sendedir
Mürşid haktır niçin hakkı bilmedin
Men aref sırrına agah olmadın
Kondun göçtün bir murada ermedin
Bilir misin kardeş noksan sendedir
Varır bir gerçeğe aşna çıkarsın
Yok edip bu yükün yıkar bakarsın
Sular gibi her dem engin akarsın
Karışın katire umman sendedir
Özünü bilirsen gevher kanisin
Özünü bilmezsen bil ki fanisin
Şimdi bu mülkün sen Süleymanısın
Bunca hüküm bunca ferman sendedir
Güzide´m der birgün dünya fan´olur
Burda can verenler cenanı bulur
Kul olanlar sultan olur han olur
Baş indir kulluğa sultan sendedir
Bir Dem Kararın Yok Dağlar Başında
Bir dem kararın yok dağlar başında
Nice bir Mecnun’a dönersin gönül
Cümle halk-ı alem kendi işinde
Sen aşkın narına yanarsın gönül
Gevherini her sarrafa satamaz
Gece gündüz gamda yanıp yatamaz
Belli bir mekanda karar tutamaz
Her dem daldan dala konarsın gönül
Bülbüle işaret olsa gülünden
Ne güzel maniler söyler dilinden
Hercai bivefa yarin elinden
Zehri nuş eyleyip kanarsın gönül
Katibi bilmedim çeşm-i siyahı
Kendine yar etme zar ile ahı
Yükseklere çıkıp gahı begahı
Gün olup alçağa inersin gönül
|
Gel Ey Talip Benden Sana Nasihat
Gel ey talip benden sana nasihat
Evvela Hak ile yeksan olasın
Özün teslim eyle kamil mürşide
Pak eyle gönlünü insan olasın
Kin kibir ile özünü yaralama
Hoş görüyle bak kimseyi karalama
Sırrın sakla her yerde pazarlama
Karış katrelere umman bulasın
Gel talip gözünden kaldır nikabı
Yarın mahşer günü didar göresin
Bundadır farkeyle ümm-ül kitabı
Gördüğün davaya derman olasın
Hakkında buyunnuş allame-l esma
Senden zuhur etti bil cümle eşya
Kendini bil sensin nüsha-i kübra
Farkeyle özünü rindan olasın
Karışma bulanık akan sulara
Bed haline zebun olan kullara
Ömrünce hizmet et ehl-i dillere
Gönül hanesine mihman olasın
Talip benlik ile gelme meydane
Hak emrine uygun fiili rindane
Sakın uymuyasın aklı noksane
Yolunu takip et necat bulasın
Ne Yol´a talibsin ne Hakk´a kulsun
Sen Yol´u bilmezsen Yol seni bulsun
Sırr-ı men arefden haberin olsun
Davana hüccet-ül bürhan olasın
Otuz iki harfin hesabın görde
Dördü baki kalsın yedisi sırda
On yedi harfin aslına er de
Farkeyle gerçeği insan olasın
Yirmi sekiz kelime üçü de hece
On dördü gündüzdür on dördü gece
Lam elifdir cümle burçlardan yüce
Yerde gökte arş-ı Rahman olasın
Harfin manasında Hallak-ı alem
Rıza yı Hakkı gözet olagör ebsem
Habibidir Adem Aleyhisselam
Zebur, Tevrat, İncil, Kur’an olasın
Güzide der Hakk’a olmuşum bende
Farkeyle noktayı ba ile nun da
Bu kevn-i mekanın temeli sende
Böylece gözde-i Süphan olasın
|
Her Dem Şükür Olsun Gani Sübhan´aHer dem şükür olsun Gani Sübhan´a
Kula Hak´tan olur ihsan dediler
Derdimin dermanın sordum bir cana
Derdinden bulursun derman dediler
Kulak verme yalancının virdine
Er olanlar çıkmaz çaşıt yurduna
Olurun olmazın düşme ardına
Seni siga çeker şeytan dediler
Kamile mürşide yetir özünü
Çiğ lokma yemezler pişir özünü
İrfan eşiğinde hak et yüzünü
İrfanda bilinir arifan dediler
Mezhebim Ca´fer´dir güruhum naci
Ta ezelden ervahtan olmuşum hacı
Ademde tükenir alemin ucu
Bu ilmi anlamaz her can dediler
Benim pirim Hacı Bektaş Veli
Şükür dergahına yetirdim eli
Ta ezelden ervahtan kurdu bu yolu
Dört kapı on iki erkan dediler
Güzide´m der seçtim aktan karayı
Her hekime açmam derman yarayı
Lokman olan eder derde çareyi
Şimdi Sertabib´e Lokman dediler
|
Böyle Bir Acayip Zamana Düştük
Bizim amelimiz bizim fiilimiz
Böyle bir acayip zamana düştük
Gitti bir nevcivan soldu gülümüz
Böyle bir acayip zamana düştük
Kaderimiz kara yok behnanımız
Ah edip ağlıyor kaşı karamız
Gittikçe artıyor derdi belamız
Böyle bir acayip zamana düştük
Birbirin incitir tutarlar kini
Sahih değil onların imanı dini
Mücevhere denk ettiler dikeni
Böyle bir acayip zamana düştük
Nasıl oldu şu dünyanın kaderi
Adet edindiler hainlikleri
At yerine bağladılar merkebi
Böyle bir acayip zamana düştük
Çakal tilki şimdi kurt oluyorlar
Necaset kargasiyla av avlıyorlar
Arslanı tilkiye boğduruyorlar
Böyle bir acayip zamana düştük
Kutnu kumaş ipek bütün hiç oldu
Altın gümüş para etmez tunç oldu
Devir döndü bir çoklan piç oldu
Böyle bir acayip zamana düştük
Güzide der sırlar şimdi faş oldu
Geçti gönül baharımız kış oldu
Şimdiki gönüller kara taş oldu
Böyle bir acayip zamana düştük
|
Sözünü Tutmasın Var Selam Söyle
Ab-ı hasım melek yüzlü sultanım
Bizi terk etmesin var selam söyle
Rakipler serinin o bi-vefanın
Sözünü tutmasın var selam söyle
Ol asıl-zademe sözü merdime
Dualar edip de katıp virdime
Sabredemez iken eski derdime
Yeni dert katmasın var selam söyle
Selam verip selamını alırken
Uğruna serimi feda kılarken
Gevherin kadrini naçiz bilirken
Bilmiyor sanmasın var selamm söyle
Lutf u kerem edip söylesin sana
Geçtiler mi yoksa bendesin ona
Yanından geçerken hışm ile bana
Kaşların çatmasın var selam söyle
Güzide metheder uzak ve yakın
Hilaf anlamasın sözümü sakın
Aramızda olan tuz ekmek hakkın
Yabana atmasın var selam söyle
|
Bir Kulun Hak İçün Yoksa Vuslatı
Bir kulun Hak içün yoksa vuslatı
Mevlam ol kuluna inayet etmez
Değildir ol Muhammed´in ümmeti
Yarın mahşer günü şefaat etmez
Hakk´ın bulmak ister ala da kör de
Hayırdan el çekmiş hem gözü serde
Muhammed Ali´ye tapayım derde
Terk edip bed huyun feragat etmez
Hod-perest edinmiş kaftan zıbayı
Bir pula almaz taç hırka abayı
Nefs askerin çekmiş yıkar Ka´be yi
Asla bir taş koyup imaret etmez
Kendi aklen Muhammed´in ümmeti
Beğenmez tamuyu ister cenneti
Terk etmiş bilmez farzı sünneti
Hakkın buyruğuna itaat etmez
Katibi´m der elin çıkarmaz kandan
Ümit tutmuş nasib ister yüzünden
Nefs-i emmareden kibirden kinden
Vücudu şehrine adalet etmez
|