Yer Oynayıp Gizli Sular Akınca
Yer oynayıp gizli sular akınca Ezan tebdil olup kanun çıkınca Hükm-ü şeriatın kavli kalkınca Softaların azdığı yıllar gelecek
Dünya sütlü meme herkes emiyor Fitne fücurluğu elden komuyor Hiçbir kimse malım yeter demiyor Alıp götürmeye yeller gelecek
Kudretli kalleşe beli-bes diyor İşleri bitince ketm-i dost diyor Evlat babasından hizmet istiyor Ektiğimiz biçmedik yıllar gelecek
Her düvel ayakta bu nasıl hikmet Dünya benim diye kılıyor gayret Ne Allah´tan korkar ne sayar ahret Şehirler batıran harbler geliyor
Güzide okur akdan karadan Hünkarım ayırma cemden sıradan Bizi o günlere koyma Yaradan Hayrı şerri belirsiz kullar geliyor
|
Gaziler Cihanın Müddeti Doldu
Gaziler cihanın müddeti doldu Dünya bir acayip zamana kaldı insanda itimat itikat n’oldu Hemen bir zan ile güman’a kaldı
Tat kalmadı sirke oldu şıralar Ben tabibim diyen yüzün karalar Yanlış merhem ile azdı yaralar Bir hazik hekim-i lokmana kaldı
Düşerler ardına kil ile kâlin Varmazlar yanına ehl-i kemalin Mahlukün ettiği ceng-ü cidalin Cümlesi bir ulu divan’a kaldı
Gerçek erenlerin emsali yokdur Bilirim dört kapı kırk makam haktır Ehl-i hak olana hiç hörmet yoktur Rağbet yalan ile şeytana kaldı
Güzide der güçtür nefsin öldürmek Erlik midir koymadığın kaldırmak Zamane halkına Hak’kı bildirmek Mehdi gibi sahip zamana kaldı
|
Beyler Devir Döndü Bi-hoş Hal Oldu
Beyler devir döndü bi-hoş hal oldu Nefsi nefse uymuş haller geliyor Şimdi insan ibadetten dur oldu Sohbet kalktı acı diller geliyor
Surette ademdir ma´nada hayvan Dönüşmüş sıfatı kalmamış insan Tamahın peşinde seğirtme ey can Ağular katılmış ballar geliyor
Mahluku azdıran iblis ıvgası Ortalığa düştü batıl kavgası Dağıtılmış her yere nefsin havası İşte böyle böyle haller geliyor
İnsafı terk edip Hakk´tan azdılar Menfaate meyledip Yol´u bozdular Hayale gelmedik fitne düzdüler Daha bundan beter kullar geliyor
Hiç haberi yoktur kendi özünden Duyusu yok kişi ile yazından Ab-ı rahmet gelmez arşın yüzünden Fiilimize göre yıllar geliyor
Muhammed´in buyruğuna uymadık Nasihatın kulağımıza koymadık Çok alamet zahir oldu bilmedik Başımıza mithiş haller geliyor
Ey Güzide, yaz yerine geldi kışlar Halimize göre bize bu işler Gafil durup cahil gezmen kardaşlar Silip süpürücü seller geliyor
|
Behey Efendiler Zamane Halkı
Behey efendiler zamane halkı Her biri bir türlü iş eylediler Ayete Hadise iman etmeyip Efsane sözleri Huş eylediler
Sırr-ı Muhammed´den ne kaldı eser Cihan fitne ile doldu ser-te-ser Yetmiş ikiyinen aynı gidenler Kılı ibrişime eş eylediler
Kimi postta oturur kimi gezer Kimi yol gösterir kimi de bozar Kimi aklınca fetvalar düzer Evliya nın sırrın faş eylediler
Kötürüm şah oldu cıktı zuhura Çaylak vezir oldu gitti Mısır´a Çok karış verdiler baykuş fakıra Serçeyi Anka´ya eş eylediler
Mürüvvet tohumunu ham boza ekip Muhabbet kadehin kenara döküp Katırı beygiri tavlaya çekip Harı kuheylana eş eylediler
Bunca mahlukatı bir yere derip Yılda bir davarın kanına girip Delilsiz bürhansız yol erkan sürüp Cahiller gönlünü hoş eylediler
Yolumuz uğradı kıra bayıra İşimiz zor oldu Mevlam kayıra Hiç ağzını açan yokdur hayıra Bir acayip yollu iş eylediler
Güzide der ahd-i iman zedeler İşiniz zor oldu ocak-zadeler Helal haram demez şeyh ve dedeler Eline geçeni nuş eylediler
|
Sırr-ı Men Arefden Haberi Olmayan
Sırr-ı men arefden haberi olmayan Gelip meclislerde babalanmasın Kurba Ayeti’ne vakıf olmayan Orada burada hocalanmasın
Yük üstüne yüksek binalar çatıp Bal içine soğan sarımsak katıp Talib köşesinde safsata satıp Kendini bilmeyenler böbürlenmesin
Atsın içindeki çirkin huyları Çekip kopaıtmasın çürük yuları Zemzem diye her gördüğü suları İçip sarhoşlukla badelenmesin
Asıl-zade asıl evlad kanı olan Şem’a olan taban olan gün olan Ölmeden evvel ölüp Hakk’ı bulan Yanıp kül olsa da zedelenmesin
Güzide der pir postunda oturan İçip gaflet meyin kendin yitiren Gahi benlik gahi gurur getiren Hünkar himmetinden nasib almasın
Güzide Ana
|
Hey Yarenler Bu Dünyanın
Hey yarenler bu dünyanın Ne tuzu ne tadı kaldı Tükendi balı kaymağı Ne yoğurdu südü kaldı
Şer tohumları ekildi Şeriat göğe çekildi Dava ya akçe döküldü Ne müfti ne kadı kaldı
Yandı gitti asıl ocak Ne kıyı kaldı ne bucak Varıp müşkil danışacak Fitne fücur adu kaldı
Hey Allahım yareden Kurtar bizi Vareden Doğru söz kalktı aradan Hemen dedi kodu kaldı
Ey Güzide mahluk şaşdı İblis araya dolaşdı Karışdı cihan karışdı Evvelkinin adı kaldı
|
Sofu Bizi Niçin Ta’an Edersin?
Sofu bizi niçin ta’an edersin? Hakk´ı bilmek midir suçumuz bizim? Leheb gibi puta baş eğmedik biz Yoktur Menatımız haçımız bizim
Haramdan zinadan kavdan kaçarız Hakk´a doğru menzil menzil göçeriz Can baş meydanında serden geçeriz Kurban-ı ilahidir koçumuz bizim
Kırkımızı bir tel ile yederler Azmeyleyip Hak’dan yana giderler Gönül ka´besini tavaf ederler Günde yüz bin kere haccımız bizim
Sırr-ı Bektaşiyiz ayrı değiliz Hemen sağ gezeriz sayrı değiliz Birlikdeyiz ayrı gayrı değiliz Bir kişi sayılır üçümüz bizim
Sırr-ı men arefden nefsimiz bildik Mürşid kapısına tevbeye geldik Gönül aynasını pak edip sildik Taşradan görünür içimiz bizim
Kimimiz bir yerde irfan açarız Gevherler saçıp müşkiller seçeriz Hakikati iman ile geçeriz Can çıkmadan yunur ölümüz bizim
Cümlemiz bir yerde mest oluruz Mest oluben serden baştan geçeriz “Şaraben tahura” kevser içeriz Aliyye`l Murtaza suçumuz bizim
Kimimiz bir yerde cem oluruz Dizilmiş bir tesbih muhib oluruz “Lahmike” kavlinde bir can oluruz Kimi kardeş kimi bacımız bizim
“Ente mut”un sırrına vakıf olmuşuz Sağ iken ölmezden evvel ölmüşüz Ayne´l yakın Hakk´ı burada bulmuşuz Divanda sorulmaz suçumuz bizim
Güzide seyretti arşda zeminde Hakkı isbat eder birlik ceminde Akıl meclisinde irfan bezminde Bulunur bir iki kaçımız bizim
|
Sen Seni Gör Cümle Eşya Sendedir
Sen seni yitirip gezme ırağı Sen seni gör cümle eşya sendedir Sen sende bulursun sende gereği Sen seni gör cümle eşya sendedir
Adem değil midir. Allame-iesma Adem değil midir nev-i musliha Adem değil midir Müsha-i kübra Sen seni gör cümle eşya sendedir
Adem değil midir bab-ıeyvallah Adem değil midir ol Resul Allah Adem değil midir sırr-ı Seyfullah Sen seni gör cümle eşya sendedir
Adem değil midir nur-uarşullah Adem değil midir kenz-i sırrullah Adem değil midir Kabe beytullah Sen seni gör cümle eşya sendedir
Yedi iklim yedi deryasendedir Yedi ayet yedi esme sendedir Yedi kitap yedi bina sendedir Sen seni gör cümle eşya sendedir
Özün bilmeyene echel dediler Yola gitmeyene efsel dediler Benliğin farkedene ekmel dediler Sen seni gör cümle eşya sendedir
Sen seni görürsen sensindelalet Sen seni görmezsen sensin delalet Sen seni islah et ki gele inayet Sen seni gör cümle eşya sendedir
Sen seni bilirsen yeksanolursun Sen kendi derdine derman olursun Sen seni bilmezsen pişman olursun Sen seni gör cümle eşya sendedir
Katibi der ki suret-i Rahman Ademdir cümleye delil-i bürhan Habersiz dolaşma ey gafil insan Sen seni gör cümle eşya sendedir
|
Sana Bir Nasihatım Var
Sana bir nasihatim var Gel yanıma hele kardaş Uzakta arayıp gezme Gitme elden ele kardaş
Dünya bir acayip haldır Kimi elif kimi daldır Bu bir başka derin göldür Düşmeyesin göle kardaş
Yarar isen Hakk’a yara Bulasın derdine çara Her suyun geçidin ara Gitmeyesin sele kardaş
İmam eyle kıyamete Girmeyesin siyasete Karga olma necasete Arı ol gel bala kardaş
Dinle okunan fermanı Bulasın derde dermanı Terse savurma harmanı Tane gider yele kardaş
Dünyaya satma varını Gelip yüzerler derdini Cahile deme sırrını Destan eder dile kardaş
Harama sunma elini Her dem hıfzeyle dilini Haramla kirletme elini Halden gelir bela kardeş
Bu sözlerin Bektaş-i’ye Yanılıp gitme Nakş-i’ye Uyma hal bilmez kişiye Taş getirir yola kardaş
Güzide geldi cihana Çok şükür olsun Süphan’a Halin arz eyle sultana Minnet etme kula kardaş
|
Medet Mürüvvet Şu Alemi Yaradan
Medet mürüvvet şu alemi yaradan İnsanın önünden geçilmez oldu Dört Kapı Kırk Makam kalktı aradan Hallolup müşkiller seçilmez oldu
Döndükçe bu devran tersine döndü Nice Süleymanlar tahtından indi Şimdi tir endazlar hımara bindi Merkebin tavrından geçilmez oldu
Eşek ile küheylanlar yarıştı Bülbülün gül ile hali değişti Tatlı suya acı sular karıştı Bozuldu lezzeti içilmez oldu
Kargaya şahin derler kuzgun baz oldu Bu mahluka davul zurna saz oldu Kısalar uzayıp serv-i naz oldu Danalara kaftan biçilmez oldu
Ut hicab kalmadı gelinde kızda Şimdi sofular gönülde sözde Biganeler hisse almaz bu sözde Gayri Hak’dan yana gidilmez oldu
Esti şu cihana gaflet yelleri Yıktı harap etti bütün illeri Hain hırsız kesdi doğru yolları Bak gör doğru yanlış seçilmez oldu
Güzide’yim aktı didemin yaşı Elden çıktı elden ademin başı Sineme uğradı hasretin kışı Dolu badelerim süzülmez oldu
|
Muhammed Ali´nin Güzel Yolları
Muhammed Ali´nin güzel yolları Düşmüş ayaklara sürünür gider Cihanı kaplamış küfür dalalet Mahlukun önünden görünür gider
Dede derviş inkar etmiş pirini Sormazlar talibin kisb ü karını Önüne getirsen kanı irini Helal haram demez barınır gider
Talibim demiş sapmış rah-ı haktan Ona talip demek bir kuru bühtan Giyinmiş eynine envarı kaftan Başına taç etmiş vurunur gider
Katibi´m der gaflet meyinden içer Sabra kararı yok göğ ekin biçer Yılda bir kör bulur önüne geçer Sanki günahından arınır gider
|
İbret İle Baktım Fani Dünyaya
İbret ile baktım fani dünyaya Kimselerde ahd-i vefa kalmadı Herkesin hizmeti kendi nefsine Kimseden kimseye fayda kalmadı
Herkes öz başına rahat aradı Dört kapının ancak kalmıştır adı Bitmiş bu dünyanın lezzeti tadı Gönüllerde muhabbet safa kalmadı
Artık bilinmiyor gerçeğin işi Kin kibirle doldu dışıyla içi Yularlandı şeytana insanın başı Nasihat tutacak kafa kalmadı
Şimdi rağbet düştü yalana düşe Herkes meyil verdi altın gümüşe Tarikat yoluna Hünkar yetişe Muhibde müridde vefa kalmadı
Güzide der unutma ikrarı andı Çoğaldı dünyanın tuzağı fendi Nice Süleymanlar tahtından indi Yalandır bu dünya Nuh’a kalmadı
|
Gel Ey Sofu Hak Ararsan
Gel ey sofu Hak ararsan Yönün dönder bize doğru Ne buldun beyhude laftan Yaşın vardır yüze doğru
Her suya karışıp akma Sen seni odlara yakma Er isen kem gözle bakma Gelip giden kıza doğru
Düşme nefsin tuzağına Cehdeyle yolun uzağına Bir gün de ömrün bağına Gazel iner güze doğru
Haberdar ol şeriattan Yol bulasın tarikattan Marifetten hakikattan Eriş gerçek söze doğru
Güzide bildi suçunu Seyretti Çin´i maçini Gam değil çekti göçünü Hakk´a giden ize doğru
|
Evliya Cemine Azmeden Sofu
Evliya cemine azmeden sofu Düz yolu koyup da sarpa kaçarsın Muhammed Ali’nin yüce yolunu Gelmiş saf talibe pinhan edersin
Yol budur deyip de sürek sürersin Cahili kinliyi başa derersin Yılda bir hayvanın kanına girersin Aklın boynunun borcunu ödersin
Gel benlik eyleme nefsini öldür Hak yoluna canın armağan getir Kin ile kibiri aradan kaldır Bunca vebal dolu yükü nidersin
Senin elindedir şer ile hayır Nefsi emareden özünü ayır Güzide söyler ki kendini kayır Neyleyip de halkın zemmin edersin
|
Ehl-i İrfan Derilince Bir Yere
Ehl-i irfan derilince bir yere Hakikattan haber alanlar gelsin Hünkar Hacı Bektaş Kutbü-l Arifin Hünkar´a biat edenler gelsin
Sakın yalancıya biat etmeyin Münkirin gittiği yola gitmeyin Kalbinizde zerre kara tutmayın Pak edip özünü silenler gelsin
Asla güvenilmez dünya malına Muhib gerek ikrarında buluna Hakk´dan ihsan olur mümin kuluna ikrarında kadim duranlar gelsin
Yalan söze uyup azan gelmesin Delilsiz sohbeti düzen gelmesin Dünyada serseri gezen gelmesin Ehl-i beyt yolunu bilenler gelsin
Güzide der Hak Cem´ine gelenler Dört kapıyı kırk makamı bilenler Arıdıp da kalp evini silenler Yüce Pir´e niyaz edenler gelsin
|
Men Aref Sırrına Vakıf Olmayan
Men aref sırrına vakıf olmayan Ma´nada bir huyu hayvan sayılır Dört Kapı´yı, Kırk Makam´ı almayan Her işi kem, eksik, noksan sayılır
Dünya arkasınca eyleme telaş Bir ehl-i kamilin önüne dolaş Umman olayım dersen katreye ulaş Katreyi bulanlar umman sayılır
A´madır her suya karışıp akan Varıp bir çöplüğe yükünü yıkan Soyunup meydanda irfana çıkan Hakikatte o kişi merdan sayılır
Güzide´m yüz sürüp geldim meydana Medet senden şahım kalman noksana Edeb sahibi yoldaş olsa bu cana Hak onun katında mihman sayılır
|
Bulandı Aşkımın Seli
Bulandı aşkımın seli Acep bir gün durulmaz mı Hüsnün gördüm oldum deli Akıl başa derilmez mi
Yüzün benzer dolunaya Sensin ömrüme sermaye Yüzüm sürdüm hak-i pa’ye Hatırcığım sorulmaz mı
Ferhattır dağları delen Şirin’in yolunda ölen Der Güzide Mecnun olan Leyla’sına sarılmaz mı
|
Gönül Derdi Kelam Getirir Dile
Gönül derdi kelam getirir dile Aşkın deryasına daldığı zaman Akar gözyaşlarım döndürür sele Yar bizi sevdaya saldığı zaman
Kaçma cenan n’olur dosttan fedadan Böyle haber aldık dar ü gedadan Bize cevredenler bulur hüdadan Alem ettiğini bulduğu zaman
Katibi gör erkanını yolunu Olura olmaza açma sırrını Sevdiğim bu edna fakir kulunu Unutma derdinden öldüğü zaman
|
Bülbül-ü Şuara Hep Zârı Bizden Öğrenir
Bülbül-ü şuara hep zârı bizden öğrenir Dûdû-yu sûr-nâ gûftarı bizden öğrenir Âşık-ı sâdık olanlar bilir kavl-u kararın Hem ehl-i harabâd etvârı bizden öğrenir
Biz hakikat kenzinin bevvabının derbanıyız Hem muciz ma‘rifet ehli’nin hayranıyız Bizi hor görmeyin kim dil mülkinin sultanıyız Bunca ârifler gelir esrarı bizden öğrenir
Dilber-i Şirin için âlemde Ferhat olmuşuz Gerçi Mecnûnuz ama Leylâ’dan azad olmuşuz Sûrette kemterleriz mânâda üstâz olmuşuz Cümle aşıklar gelir dildârı bizden öğrenir
Ey Güzide bezm-gâmda gezme hod serseri Oluben meydânı aşkta merd’olan gelsin beri Bizdedir velhasıl mihr-i muhabbet defteri Onca şairler gelir eş’arı bizden öğrenir
|
Kalma Kusuruma Aman Efendim
Medet Allah Ya Muhammed Ya Ali Kalma kusuruma aman efendim Pirim Hünkar Hacı Bektaşi Veli Kalma kusuruma aman efendim
Hatice Fatıma Düldül ü Kamber Ya Hasan Hüseyin Şibbir ü Şebber Bi-hakkın Abidin Bakır u Ca´fer Kalma kusuruma aman efendim
Kerem kıl İmam Musa-i Kazım İmam Rıza budur senden niyazım İşimiz şehve ile hatadır bizim Kalma kusuruma aman efendim
Şah Taki ba Naki şaşırma yolum Askeri Mehdi´ye ayandır halim Gayret sana düştü Pir Sultan Balım Kalma kusuruma aman efendim
Katibi´m erenler kerem kanidir Gönül görmek çün onların şanıdır Dediler sizleri cömert ganidir Kalma kusuruma aman efendim
|
Gel Gönül Bak Şu İnsanların İşine
Gel gönül bak şu insanların işine Şimdi el kadehde şarap istiyor Remz-i dili fehmetmeyen cahile Arifin ağzından cevap istiyor
Ne bilsin şekeri şap sanan dürzü Göremez Hakk´ı kör olmuş gözü Kulluk makamına ermeden özü Cenab-ı Allah’tan kitap istiyor
Güya sofu olup meydana çıkar Yanaşma yanına nefesi kokar Tilkidir her ine burnunu sokar Cavidan ilminden kitap istiyor
Ma’rifetin gömleğini giyemez Canı başı Hak yoluna koyamaz Elifi fark edip be te diyemez Hocaya varmadan küttab istiyor
Güzide derdi çok söyletir yadı Gördüm bu dünyayı kalmamış tadı Kanaraya dolmuş kelp ile kedi Tepsi donatmaya kebap istiyor
|
Dertliyim Derdime Dermana Geldim
Medet Allah ya Muhammed ya Ali Dertliyim derdime dermana geldim Bûnlardan kurtaran Bektaş Veli Dertliyim derdime dermana geldim
Hasan Hüseyin’le arttı firkatim Zeynel Bakır Cafer melce-i zatım Kazım Musa Rıza kabul eyle hacetim Dertliyim derdime dermana geldim
Taki’den Naki’den ola hidayet Hasan Askeri yareme el kat Muhammed Mehdi dardayım gayet Dertliyim derdime dermana geldim
Dervişlerin girer şala abaya Sehven hata ettim geldim tövbeye Niyazım var Hacı Bektaş Veliye Dertliyim derdime dermana geldim
Güzide der Mevla’m sen bak halime Medet mürüvvet fırsat verme zalime On iki imam yardım eyle kuluna Dertliyim derdime dermana geldim
|
Gel Gönül Dolanıp Gezme Cihanı
Gel gönül dolanıp gezme cihanı Sen cihan ararsan cihan sendedir Sana nakledeyim kevn ü mekanı Bil muhakkak kevn ü mekan sendedir
Birgün olur ecel yeter ardından Hakkı devredersin fena yurdundan Derde düşüp derman ara derdinden Derde derman olan Lokman sendedir
Her köyde şehirde sultan eğlenmez Her hanede aziz mihman eğlenmez Her kırda bayırda insan eğlenmez Arıt kalb evini mihman sendedir
Mürşid haktır niçin hakkı bilmedin Men aref sırrına agah olmadın Kondun göçtün bir murada ermedin Bilir misin kardeş noksan sendedir
Varır bir gerçeğe aşna çıkarsın Yok edip bu yükün yıkar bakarsın Sular gibi her dem engin akarsın Karışın katire umman sendedir
Özünü bilirsen gevher kanisin Özünü bilmezsen bil ki fanisin Şimdi bu mülkün sen Süleymanısın Bunca hüküm bunca ferman sendedir
Güzide´m der birgün dünya fan´olur Burda can verenler cenanı bulur Kul olanlar sultan olur han olur Baş indir kulluğa sultan sendedir
Bir Dem Kararın Yok Dağlar Başında
Bir dem kararın yok dağlar başında Nice bir Mecnun’a dönersin gönül Cümle halk-ı alem kendi işinde Sen aşkın narına yanarsın gönül
Gevherini her sarrafa satamaz Gece gündüz gamda yanıp yatamaz Belli bir mekanda karar tutamaz Her dem daldan dala konarsın gönül
Bülbüle işaret olsa gülünden Ne güzel maniler söyler dilinden Hercai bivefa yarin elinden Zehri nuş eyleyip kanarsın gönül
Katibi bilmedim çeşm-i siyahı Kendine yar etme zar ile ahı Yükseklere çıkıp gahı begahı Gün olup alçağa inersin gönül
|
Gel Ey Talip Benden Sana Nasihat
Gel ey talip benden sana nasihat Evvela Hak ile yeksan olasın Özün teslim eyle kamil mürşide Pak eyle gönlünü insan olasın
Kin kibir ile özünü yaralama Hoş görüyle bak kimseyi karalama Sırrın sakla her yerde pazarlama Karış katrelere umman bulasın
Gel talip gözünden kaldır nikabı Yarın mahşer günü didar göresin Bundadır farkeyle ümm-ül kitabı Gördüğün davaya derman olasın
Hakkında buyunnuş allame-l esma Senden zuhur etti bil cümle eşya Kendini bil sensin nüsha-i kübra Farkeyle özünü rindan olasın
Karışma bulanık akan sulara Bed haline zebun olan kullara Ömrünce hizmet et ehl-i dillere Gönül hanesine mihman olasın
Talip benlik ile gelme meydane Hak emrine uygun fiili rindane Sakın uymuyasın aklı noksane Yolunu takip et necat bulasın
Ne Yol´a talibsin ne Hakk´a kulsun Sen Yol´u bilmezsen Yol seni bulsun Sırr-ı men arefden haberin olsun Davana hüccet-ül bürhan olasın
Otuz iki harfin hesabın görde Dördü baki kalsın yedisi sırda On yedi harfin aslına er de Farkeyle gerçeği insan olasın
Yirmi sekiz kelime üçü de hece On dördü gündüzdür on dördü gece Lam elifdir cümle burçlardan yüce Yerde gökte arş-ı Rahman olasın
Harfin manasında Hallak-ı alem Rıza yı Hakkı gözet olagör ebsem Habibidir Adem Aleyhisselam Zebur, Tevrat, İncil, Kur’an olasın
Güzide der Hakk’a olmuşum bende Farkeyle noktayı ba ile nun da Bu kevn-i mekanın temeli sende Böylece gözde-i Süphan olasın
|
Her Dem Şükür Olsun Gani Sübhan´aHer dem şükür olsun Gani Sübhan´a Kula Hak´tan olur ihsan dediler Derdimin dermanın sordum bir cana Derdinden bulursun derman dediler
Kulak verme yalancının virdine Er olanlar çıkmaz çaşıt yurduna Olurun olmazın düşme ardına Seni siga çeker şeytan dediler
Kamile mürşide yetir özünü Çiğ lokma yemezler pişir özünü İrfan eşiğinde hak et yüzünü İrfanda bilinir arifan dediler
Mezhebim Ca´fer´dir güruhum naci Ta ezelden ervahtan olmuşum hacı Ademde tükenir alemin ucu Bu ilmi anlamaz her can dediler
Benim pirim Hacı Bektaş Veli Şükür dergahına yetirdim eli Ta ezelden ervahtan kurdu bu yolu Dört kapı on iki erkan dediler
Güzide´m der seçtim aktan karayı Her hekime açmam derman yarayı Lokman olan eder derde çareyi Şimdi Sertabib´e Lokman dediler
|
Böyle Bir Acayip Zamana Düştük
Bizim amelimiz bizim fiilimiz Böyle bir acayip zamana düştük Gitti bir nevcivan soldu gülümüz Böyle bir acayip zamana düştük
Kaderimiz kara yok behnanımız Ah edip ağlıyor kaşı karamız Gittikçe artıyor derdi belamız Böyle bir acayip zamana düştük
Birbirin incitir tutarlar kini Sahih değil onların imanı dini Mücevhere denk ettiler dikeni Böyle bir acayip zamana düştük
Nasıl oldu şu dünyanın kaderi Adet edindiler hainlikleri At yerine bağladılar merkebi Böyle bir acayip zamana düştük
Çakal tilki şimdi kurt oluyorlar Necaset kargasiyla av avlıyorlar Arslanı tilkiye boğduruyorlar Böyle bir acayip zamana düştük
Kutnu kumaş ipek bütün hiç oldu Altın gümüş para etmez tunç oldu Devir döndü bir çoklan piç oldu Böyle bir acayip zamana düştük
Güzide der sırlar şimdi faş oldu Geçti gönül baharımız kış oldu Şimdiki gönüller kara taş oldu Böyle bir acayip zamana düştük
|
Sözünü Tutmasın Var Selam Söyle
Ab-ı hasım melek yüzlü sultanım Bizi terk etmesin var selam söyle Rakipler serinin o bi-vefanın Sözünü tutmasın var selam söyle
Ol asıl-zademe sözü merdime Dualar edip de katıp virdime Sabredemez iken eski derdime Yeni dert katmasın var selam söyle
Selam verip selamını alırken Uğruna serimi feda kılarken Gevherin kadrini naçiz bilirken Bilmiyor sanmasın var selamm söyle
Lutf u kerem edip söylesin sana Geçtiler mi yoksa bendesin ona Yanından geçerken hışm ile bana Kaşların çatmasın var selam söyle
Güzide metheder uzak ve yakın Hilaf anlamasın sözümü sakın Aramızda olan tuz ekmek hakkın Yabana atmasın var selam söyle
|
Bir Kulun Hak İçün Yoksa Vuslatı
Bir kulun Hak içün yoksa vuslatı Mevlam ol kuluna inayet etmez Değildir ol Muhammed´in ümmeti Yarın mahşer günü şefaat etmez
Hakk´ın bulmak ister ala da kör de Hayırdan el çekmiş hem gözü serde Muhammed Ali´ye tapayım derde Terk edip bed huyun feragat etmez
Hod-perest edinmiş kaftan zıbayı Bir pula almaz taç hırka abayı Nefs askerin çekmiş yıkar Ka´be yi Asla bir taş koyup imaret etmez
Kendi aklen Muhammed´in ümmeti Beğenmez tamuyu ister cenneti Terk etmiş bilmez farzı sünneti Hakkın buyruğuna itaat etmez
Katibi´m der elin çıkarmaz kandan Ümit tutmuş nasib ister yüzünden Nefs-i emmareden kibirden kinden Vücudu şehrine adalet etmez
|