Dursun Dede namı Tose Dede
Dursun Dede namı Tose Dede’ye Aşk ile
Yaşamı : 1925 – 1989
Namı, Tose Dede ismi Dursun Dede, Sarısaltuk evladı. Dedem Yusuf ve Ninem Zeynep Vural’ın bağlı olduğu Sarısaltuk ocağın piridir. Dedem ve ninem kendisini saygıyla karşılar, günlerce evlerinde misafir edermiş.
Deri dolu özelliklere sahip Tose dede Allah, Muhammed, Ali yolunun aşığı, zamanın deli diye bilinen ermiş kişisidir. Haksızlığa asla tahammülü olmayan, mazlum ve güzel kalpli insanları kendisine dost edinen gerçek erenlerden birisidir.
Yaşamı çileli, doğruları söylediği için ise dertli ve yorgundur. Gönül gözü açık olduğu ve yanlışlıklara tepki gösterdiği için deli diye Elazığ deli hastanesinde, yaşamın son yıllarında misafi olur.
Ben dedeyi son olarak 1980 yılının sonunda, Abisi Cimşit kılavuz ile İstanbul’daki evimize geldikleri zaman görmüştüm. O deli dolu, kabına sığmayan, direk ve yüksek perdeden konuşan dedenin son hali sessiz ve hiç konuşmayan adeta hayata küsmüş gibiydi. O çocuk aklım ile bana çok garip gelmişti. Deli dolu Tose dede gitmiş, bambaşka bir kişi gelmişti. Bu sessizliğin nedeni beni hep düşündürdü.
Deli hastanesinde son yıllarında sadece yanına gönüldaşı Kemal Kaya gelir. Dede bu dostuna, Ben falan saatte hakka göçeceğim. Beni sen yıka, beni gülmez mezarlığına defnet, akrabalarımdan ise hiç birini çağırma, onlara hakkım helal değil der. O ulu Eren, söylediği gün ve saatte emaneti Yüce Tanrı’ya teslim eder.
Son yıllarında yalnız bir kişinin geldiği Tose dedenin kabri, birçok mucize ve keramet ile gelen ziyaretçilerin dilinde destanlaşmış durumda. Yıllar sonra Abisi Cimşit Kılavuz Elazığ’a ziyarete geldiğinde taliplerinin anlattığı Tose Dede’nin kerametlerini duymuş ve İstanbul’a dönmüştü. Abisi Cimşit Dede ”Biz onu deli diye bilirdik, fakat o dolu imiş bilemedik” sözünü bizim eve geldiği zaman bana söyledi.
Tose Dede’den Torut’ta bir anı
1973 yılında Tose Dede köyümüzde Dedem Yusuf’un evine gelir. Annem’de o sıra İstanbul’dan geleli bir hafta olmuş. Tose dede geldiği gün, gelme ihtimali olmayan babam içim “Memo gelecek, Memo gelecek” diye ısrarla söylenmeye başlar. Tabi evde herkes şaşırır, zira babamın gelme ihtimali yoktur.
Tose Dede evimizin önünde bulunan mereğin (samanlık) toprak damıma çıkar ve Hozat ilçesini doğru dağlara dönerek bağırmaya başlar. – “Ulan Memooo çabuk çık gel, Ulan Memooo çabuk çık gel” diye defalarca bağırarak ve Zeynep Nine’me Memo bu gece gelecek” der.
Geceleyin sabaha doğru saat üç sularında evin kapısı dövülmeye başlar. Tose Dede yatağından kalkarak yüksek sesle– Kız Zeye kalk, kapıyı aç Memo geldi, ben demedim mi? Memo gelecek.” der.
Gelen babam Mehmet Vural’dır. İstanbul’da Çemişgezek’li bir komşumuzun eşi rahmetli olmuş ve babam cenaze ile Çemişgezek’e gelmiş. Oradan da gece Torut’taki evine gelmiş.
Dedem Yusuf Vural için Tose Dede “Ne varsa onun dilinde, kalbi temizdir” der. Dedem Yusuf 1976 yılında rahmetli olduğunda, Tose Dede güneş batımına yakın Karaca köyünden yola düşer. Hopik köyünün altına geldiğinde karanlık çöker, yanındaki küçük rakısını içer ve geceyi orada geçirir. Güneşin doğumu ile köyümüze gelir. Evin içinde dizleri üstünde dakikalarca dedem için dua eder, gözyaşı döker. Daha sonra kendi parası ile aldığı orta yaşlarda tekeyi kurban ederek köylülere yedirir.
Dursun Dede’nin son mesajı kabrinde yazılıdır.
Yatar burada bir Server ey can
Namı dursun ulu bir er inan
Burası bir makamdır ulu dergahtan
Yüzü Hak cemali idi, cizmi Turap’dan
Kimse bilmez sırrını en can
Ta Elest Bezminde var olan
İkrarı kadim idik ta o zaman
Hakkı gizledik gönülde, olduk kovan
Beşer bilmez bu sırrı ey can
Okur ilmi ledünü, arif olan
Bu sırra Men Aref Sırrı derler, inan
Bu zatın hürmetine iste, olma bi güman
Allah, Muhammed Ali aşkına, Tose Dede’nin aşkı ve yolu gönlümüzden ve üzerimizden eksik olmasın.