Hacı Bektaş ve Mevlana’ya giden Çalıntı Kurban
Hacı Bektaş ve Mevlana’ya giden Kurban
Adamın biri fakirdi. Kurban alacak parası yoktu. Bir gün bir kurban çalarak Mevlana’nın dergahına varır. – Ya Mevlana bu kurbanı dergahına getirdim, kurban edeceğim.
Kurbanın çalıntı olduğundan Mevlana bu kurbanı kabul edemez ve geri çevirir. Kurbanı çalanın aklına bu sefer Hacı Bektaş gelir. Üşenmeden kurbanı Hacı Bektaş dergahına getirir. – Ya Hacıbektaş Bu kurbanı dergahına getirdim, kurban edeceğim.”
Hacı Bektaş durumu öğrendiği halde dervişlerine emreder, kurban kesilir ve kazanda pişirilerek gelen geçenlere sofra serilip yedirilir.
Adam gideceği zaman Hacı Bektaş’a Ben kurbanı önce Mevlana’ya götürdüm kabul etmedi, sen kabul ettin
Hünkar; – Mevlana pırıl pırıl bir deryadır, zerre leke kabul etmez.
Adam bu sefer Konya’ya döner ve Mevlana’nın huzuruna çıkar – Senin kabul etmediğin kurbanı Hacı Bektaş kabul etti
Mevlana; – O öyle bir uman-ı deryadır ki az bir kir ne yapsın onu.
Farklı hikayelerdeki çelişkili anlatımlar
Bu hikayenin değiştirilmiş ve özünden uzaklaştırılmış anlatımları bulunuyor. Bunlardan birinde Mevlana’nın “Biz bir karga isek Hacı Bektaş Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz” dediği, diğerinde ise Hacı Bektaş-ı Veli’ “Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise, Mevlana’nınki okyanus gibidir.” dediği rivayet edilir.
Her iki anlatım da erenlerin üslubu değildir. Her iki anlatımda da, ikisi arasında bir yarış varmış gibi anlatılır. Bir kere Kurban leş değildir, ikisi de deryadır ve deryadandır. Üçüncüsü ise erenler hiçbir zaman karga motifini kendileri için kullanmamışlardır. Geyik, Güvercin, Aslan, Şahin gibi motifler kullanmışlardır. Dördüncüsü erenler birbirleri ile rekabet etmezler onlar topluma mesaj veririler. Onlar birbirlerinden haberdardır.
Hünkar’ın Sarı İsmail’i Mevlana’ya yollaması.
Yine vilayetnamede bir gün Sarı İsmail, Hünkar yıkansın diye su ısıtır ve huzura gelip Hünkar’a söyler. Hünkar – şimdi sırası değil, bizim Mevlana’da bir kitabımız var git al.
Sarı İsmail yola koyulur Mevlana’nın huzuruna çıkar. Sarı İsmail; -Bir gün su ısıtmıştım, mübarek arkanızı arıtsam dedim. Hünkar sırası değil diye beni sana bir kitap almak için yolladı. Yola düştüm geldim mübarek yüzünüzü gördüm der. Molla Celal bu sözleri duyunca, – Hünkar katına her gün yedi deniz, sekiz ırmak uğrar, onların suya girmeye ne ihtiyaçları var ki böyle dedin erenler.
Sarı İsmail bu sözleri duyduktan sonra – efendim kitabı verinde gideyim. Mevlana, -kitaptan maksat bu öğüttü.
cemaber.com
Hazırlayan : Nihat Vural
21.01.2023