Hem Tunceli hem Dersim iki isimde bizimdir.
Dersim Tunceli’nin, Tunceli Dersim’in alternatifi değildir.
Tunceli Dersim isimleri birbirinden ayrılmaz. Bu iki isim bizi anlatır. Tarihimizi, kültürümüzü, doğduğumuz yeri ve geleceğimizi anlatır. Bizler Dersim ve Tunceli isminin ikisini de kullanmaya devam ediyoruz.
Tunceli tarihte birçok isim ile anılmıştır. Her iki isim de yerine göre kullanılmaktadır. Örnek olarak; Dersim kırımı deriz, Tunceli kırımı demeyiz. Dersim bölgesi deriz, Tuncel ili deriz. Hozat’tan Tunceli il merkezine gidilir, Hozat’tan Dersim’e gidilmez.
Tunceli ismi yeni kurulan ve eski ismi Mameki ve Kalan olan yerleşim yeri üzerinde kuruldu. Tunceli, Dersim sınırları içinde daha az bir bölgeyi kapsar.
Dersim Tunceli’nin, Tunceli Dersim’in alternatifi değildir. Bu isimleri siyasi tartışmaların içine çekip insanların ayrışmasına yol kimsenin hayrına değildir. Dersim mi? Tunceli mi? Diye tartışırken gençlerimiz yurt dışına kaçıyorlar, gençler uyuşturucu tuzağına düşüyor, tarım ve hayvancılık bitme noktasında, köyler bitme noktasında, üretim ve çalışma yerine tüketici bir yaşam yaygınlaşıyor, inanç ve kültür tarihte en sorunlu dönemi yaşıyor,
İki isimden birini tercih etmeye bizi mecbur bırakmak isteyen siyasi düşünceler hatalıdır. Tarihimizi ve acılarımızı unutmamak adına Dersim isminden vazgeçmeyiz. Cumhuriyet ve medeniyet için de Tunceli isminden vazgeçmeyiz.
İnsanların tarih boyunca nasıl ki birçok kimliği ve ismi olmuşsa, bölgelerinde binlerce yıllık insanlık tarihinde farklı isimlerle anılmıştır. Bir bölgeli; ülke kimliği, coğrafi kimliği, inanç kimliği, siyasi kimliği, kültür kimliği, gelenek kimliği, yönetim kimliği gibi kimliklere sahip olabilir. En belirgin kimlik Dersim için yaradılış kimliği yani insan kimliğidir. İnsan kimliği tüm kimliklerden üstündür. İnsan, Yüce Tanrı’nın nurunu taşıyan varlık olarak kabul edilir. Dersim’in Kültür ve inanç sistemi insana dayanır.
Tunceli Tarihte bir çok isim ile anıldı.
Dersim isminin kullanılmaya başladığı tarih 1700 yıllardan sonradır. Bu tarihten önce birçok farklı isimle adlandırılmıştır. Saltuk beyliği, Selçuklular, Akkoyun ve Karakoyunlular, Safevi devleti, Çemişgezek beyliği. Tüm bu devlet ve beyliklerde Dersim ismini zaman zaman farklı tanımlanmıştır. Bizler bu tarihlerin içinde yaşanan kültür ve yaşamları geçmişimizin bir parçası olarak kabul ederiz.
Bu gün yaşayan kültürümüzün en belirgin temelini Ocaklar ile gelen Orta Asya’dan, Horasan, Anadolu, Balkanlara kadar uzanan Erenler kültürüdür. Dersim üzerinden birçok ocak ve aşiret Anadolu’ya 1071 yıldan sonra akın akın geçmiştir. Balkanlara kadar uzanan ocaklar arasında akrabalık bağı, yol bağı bulunur. Tunceli’yi Anadolu’dan, Balkanlar’dan kparmayalım.
Dersim ayrıca bir sancağın yani bölgenin adıdır. Osmanlı imparatorluğu geniş bir coğrafyaya hakim olduğu için sancak sistemi onlar için daha uygundur. 1923 yılında Cumhuriyet’in kurulması ile artık imparatorluk ve sancak sistemi geride kaldı. Yavuz Sultan Selim ve İdris-Bitlisi zulmü 400 yıl sonra son buldu. Padişahlık, ağalık, şıhlık zulmü son buldu. Kula kulluk, ağaya kulluk, Şıha kulluk son buldu. Bu son bulma ve değişim kolay olmadı. Büyük ve derin acılar ile bu değişim gerçekleştir.
Tunceli’nin sorunlarına odaklanalım.
Tunceli Dersim isimlerini siyasete kurban etmeyelim. Tartışma konusu yapmayalım. Bizler Tunceli ismini Dersim isminden ayırmayız ve onun devamı olarak görürüz. İsimlerle uğraşmak ile kazanacağımız bir fayda yoktur. Yani şekillerle uğraşacağımıza Tunceli’yi siyasal, ekonomik, eğitim ve kültürel, tarım ve havyacılık, doğa ve çevre, bilim ve sanat alanlarında nasıl kalkındıracağımıza kafayı yormalı ve çok çalışmalıyız.
Erenler ve ocakların insanlık adına ürettiği değerleri tüm insanlarla paylaşmaya devam etmeliyiz. Gençlerimizin ceza evlerinde ve dağlarda ölümünü önüne geçmeliyiz. Üretmek ve çalışmak ile ancak başarı kazanabiliriz. Siyasi çekişmeler, ideolojik kavgalar ile bir yere varamayız.
22.11.2015
Nihat Vural