Kuran’a El Basarak Yemin Etme Kuran’da varmı?
Peygamberler Kutsal Kitaba El Basmadılar
Kuran, İncil veya Tevrat üzerine el basarak yemin etmek gibi bir uygulama talep edilmekte ve yer yer bazı ülkelerde uygulanmaktadır. Türkiye’de ise Kuran üzerine yemin etmek dini siyasete alet eden kesimler tarafından istenmektedir. Türkiye Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Laik Cumhuriyet ile inanç hürriyetini esas alınmış ve her inanç kişilerin kendi iradelerine bırakılarak devletin bir inancı kabul etmesi ve öne çıkarmasına son verilmiştir. Din devletlere değil kişilere tebliğ edilmiştir.
İslam peygamberleri Musa, İsa, Muhammed’in sözleri hak sözüdür ve asla yalan söylemezler. Sözleri bir kez dillerinden döküldüğü için tekrar yemin etmelerine gerek yoktur. Yemine ihtiyaç duymayan peygamberler ayrıca Tevrat, İncil, Kuran üzerine yemin etmemişleridir. Hele hele kutsal kitaplara el basarak yemin ettiklerine dair bir ima dahi kaynaklarda yoktur.
Peygamberlerin tüm yaşamı Allah’ın kelamına uygundur. Kutsal kitap peygamberlerin elinin altında değil gönlünün içindedir. Peygamberler sözü bir kez söylerler ve canları pahasına bu sözün arkasında dururlar.
Allah’ı yeminlerinize siper haline getirmeyin
Hangi amaçla olursa olsun …. Allah’ı yeminlerinize siper haline getirmeyin. Allah, her şeyi duyar, her şeyi bilir. Bakara-224
Söz ve yemin Allah’a vermek isteyenler bu sözlerini gizli olarak Allah’a vermeleri daha uygundur. Oy için, menfaat için, siyaset için Kuran’ı yenim aracı yapıp bunun reklamını yapmak Kuran nasihatine uygun değildir.
Allah’a verdikleri sözü ve yeminlerini basit bir bedel karşılığı satanlar var ya, işte onlar için âhirette hiçbir nasip yoktur. Allah onlarla konuşmayacaktır, kıyamet günü onlara bakmayacaktır, onları temizleyip arıtmayacaktır. Onlar için korkunç bir azap vardır. Ali İmran 77
Kuran Nasihat Kitabıdır.
…Bir kılavuzdur o, sakınanlar için. Bakara- 2
Bu Kitap’ı sana yalnız şunun için indirdik: Hakkında ayrılığa düştükleri şeyi onlara iyice açıklayasın ve Kitap, iman eden bir topluluk için kılavuz ve rahmet olsun. Nahl-64
Kuran nasihat kitabı olduğuna göre ya bu nasihata uyulması kişinin kendi tasarrufunda olan bir durumdur. Nasihatlerin neler olduğu ve nasıl yerine getirildiği önemlidir. Kuran’ın menfaat aracı yapılmasını, gösterişi haline getirilmesi İslam’a uygun değildir.
Kişiler kendi özel alanlarında istedikleri inanca uygun olarak yeminlerini yerine getirebilirler. Sonra Kamu alanında ise yasalarla belirlenmiştir. Yemin etme durumunda olan kişiler yasaların belirlediği usul ve esaslara göre yeminlerini yerine getirirler.
Laiklik inanç hürriyetinin teminatıdır. Laiklik ilkesine uyarak inancın Kul ile Alalh arasında manevi bir bağ olduğu unutulmamalıdır.
06.04.2019
Nihat Vural
Hcıbektaştv