Pir Sultan “Haram yemez itlerimiz”
İÇİNDEKİLER
Pir Sultan Abdal’ın ünü yayılmaktadır.
Onbeşinci yüzyıl Osmanlı devlet düzeni rüşvete batmış. Para ile makam satılmakta rüşvet adeta devlet düzeninin işleyişinin anahtarı olmuş. Türkmenler bu durumdan çok eziyet çekmektedir. Bu zorlu zamanlara Pir Sultan Abdal derler ulu bir ozan Türkmelere umut olmuş dilden dile söylenmektedir.
O zamanlar Sivas Banaz köyümde ulu bir er kişi vardı adına Pir Sultan Abdal Abdal derler sözü haktan, nefesi kuvvetli yolu erenler yolu idi.
Sivas’ın iki kadısı vardı. Halk içinde Birinin adı
Sarı Kadı, diğerinin adı olarak bilinir ve söylenirdi. Bu iki kadı Hızır Paşa gibi saltanat ve para uğruna haklıyı haksız, haksızı haklı çıkarır, can yakar, ocak söndürürler adalet yerine zülüm dağıtırlardı.
Kadılar Haram yerlerdi.
Pir Sultan’ın sevdiği iki köpeği vardı. Kadılara nispet olsun diye birinin adını Kara Kadı, diğerinin adını da Sarı Kadı koymuştu. Köpeklerini Sarı Kadı, Kara Kadı diye çağırdı.
Erenler yolunda güçlü nefesleri ile gün geçtikçe ünü yayılan Pir Sultan Abdal’ın köpeklerini kadıların ismi ile çağırması muhbirler tarafından tez el Sivas’a ihbar etmekte gecikmediler. “Pir Sultan kapısındaki köpeklere sizlerin adını vermiş, köpeklere adınızla sesleniyor” diye şikayet ettiler.
Bunu duyan kadılar deliye dönüp, kızıp küplere bindiler ve hemen hüküm vererek Pir Sultan’ı Sivas’a getirtip yargılamaya başladılar. Mahkemede kadıların iddiaları dinleyen Pir Sultan: “Evet, Köpeklerime sizlerin adını verdim. Yaptığınız fenalıkları göstermek için köpeklerimi sizin adınızla çağırdım. Siz haram yersininiz benim köpeklerim haram yemez” der.
Kadılar: “Madem bizi suçlarsın o zaman bu sözünü ispat et” derler. Pir Sultan Abdal’ın talebi ile ikişer ayrı kap yemek hazırlandı. Kadılara ve köpeklere ayrı ayrı verilmek üzere kaplara helal yemek ve haram yemek koydular ve işaretlediler.
Pir Sultan’ın köpeklerini çağırır
Pir Sultan Abdal Mahkemede olduğu halde Banaz’da bulunan köpeklerini çağırdı. Köpekleri Banaz köyünden kendiliğinden gelip mahkemede önlerine konan lokmaları koklamaya başladılar.
Yemekler önce kadıların önüne kondu. Şahitlerin gözü önünde Kadılar haram olan lokmadan yediler ve helal olan lokmayı bilemediler.
Sonra Köpekler şahitlerin gözü önünde önlerine konan yemeklerden helal olanı seçip yediler. Haram olanın ise yanına dahi uğramadılar.
Kadıların huzurunda bulunan ahali Pir Sultan Abdal’ın sözlerinin doğruluğunu Kadıların haram yediğini köpeklerin ise helal yediğini gördüler. Kadılar şahitler huzurunda gerçekleşen bu mucize karşısında çaresiz kaldılar. Bunun üzerine Pir Sultan “Haram yemez itlerimiz “ diyerek kalkıp köpeklerinin gözlerinden öptü. Ardından şu deyişi kadılara söyledi:
Haram yemez itlerimiz
Koca başlı koca kadı
Sende hiç din iman var mı
Haramı helali yedi
Sende hiç din iman var mı?
Fetva verir yalan yulan
Domuz gibi dağı dolan
Sırtına vururum palan
Senin gibi hayvan var mı?
İman eder amel etmez
Hakkın buyruğunda gitmez
Kadılar yaş yere yatmaz
Hiç böyle kör şeytan var mı?
Pir sultan’ım zatlarınız
Gerçektir şöhretleriniz
Haram yemez itlerimiz
Bu sözümde yalan var mı?
Pir Sultan Abdal sözlerini ispatladığı için Kadılar boyunlarını büker ve sonuca razı olurlar. Olurlar amma içten içe de Pir Sultan’a diş bilemeye devam ederler. Öfkelerini saklarlar ama bir gün kesap soracakları anı beklerler.
Cemhaber.com,18.09.2019