Şeriat Nedir? Hz. Muhammed Şeriatı – Muaviye Şeriatı
Şeriat Nedir? Şeriatın Kemime Anlamı nedir?
Şeriat (çoğulu “şerâyi”), Arapça şerea’ (الشر ع) kökünden bir sözcük olup “yol, mezhep, metod, âdet, insanı bir ırmağa, su içilecek bir kaynağa ulaştıran yol” anlamına gelir ve hüküm koymak manasında kullanılır.
Arapca olan bu kelime daha sonra kötülüğü uzaklaştıran iyiliğe ulaştıran İslam’ın kuralları için de kullanılmıştır. (1)
Şeriatın Manası Nedir?
Şeriatın manası ise; Şer kötülük demektir. Şeri-at kötülüğü at demektir.
Hangi Şeriat:
Allah’ın şeriatı mı? Saltanatın şeriatı mı? Allah, Hz. Musa, Hz. İsa, Hz Muhammed’in şeriatı mı? Ahlak, sevgi, hizmet kuralları mı? Muaviye gibi sömürü ve saltanat şeriatı mı?
Her dilde farklı isimlerle ve yüzlerce şeriat yani kural-kanun vardır. Hz. Musa’nın Şeriatı Tevrat, Hz. İsa’nın şeriatı İncil, Hz. Muhammed’in Şeriatı ise Kuran-ı Kerim’dir. Bunu dışında Allah ve Resullerin insanlar için sunduğu bir şeriatı yoktur. İnsanların şeriatının ise sayısı belli değildir ve sürekli değişmektedir.
Allah’ın yasaları değişmez. İnsanların yasaları değişir. İnsanların yasaları Allah’ın yasalarını ortadan kaldıramaz ve kaldıramamıştır. İnsanların yasalarını Allah’ın yasalarını ortadan kaldırması mümkün olmadığına göre bir kişinin ben yeryüzünde Allah’ın yasalarını hakim kılacağım demesi hatalıdır. Zira Allah’ın hükümleri geçerlidir ve her insan kendine verilen mühletin sonunda din gününün sahibi Yüce Allah’a hesap verecektir. Kişi sadece kul hakkını yani insan hakkını sorgulamalıdır.
İnsanların yasaları insanlar ile insanlar arasındaki münasebetleri düzenler. Allah’ın yasaları ise Allah ve insan arasındaki kurallar olduğu gibi evrendeki tüm yasalar Allah’ın yasalarıdır. Yaratış sürelidir ve Allah’ın yasaları iledir.
İslam Şeriatı
İslam kurallarını tamlayan ve bir araya getirip cem eden İki cihan Serveri Muhammed Mustafa’dır. Muhammed’in kuralları önceki nebilerin kurallarının devamı ve daha iyisidir.(2) Muhammed Mustafa dört kapı olarak kurduğu İslam yolunun amacını “nefsini bilen rabbini bilir” ile Allah’ı bilmek (3) olduğunu açıkladı. Kendi görevini “Ben güzel Ahlakı tamamlamak için gönderildim”(4) diye özetledi. Hz. Muhammed dört kapının manasını “Şeriat sözlerim,(5) tarikat fiillerim, marifet hallerim, hakikat zatımdır.” Sözü ile açıkladı. Muhammed Mustafa’nın Şeriat hükümleri insanları kötülükten uzaklaştırmak iyiliği hakim kılmak ve insanları kurtuluşa ulaştırmak (6) için insanlara tebliğ etti. Bu hükümleri Kuran-ı Kerim’de yazılı, Ehlibeyt’te yaşayan iki emanetle insanlara bırakıldı. Hz. Muhammed “Ben sizi şeriat ile terbiye ederim, katlederim, Hakka götürürüm. Ali, tarikat ile terbiye edip katleder.” sözü ile bu iki emanetin gayesini açıkladı.
Yine Muhammed Ali yolundan bulunan tarikatlar Şeratın manasını “benimki benim ki, seninki senin ki” (7) sözü ile tarif etmişlerdir. Yani her varlık yaratılışının bir yansıması ve oluşu vardır. Bu yaratılışı bilmek ve saygı göstermek gerekir. Şeriatın amacı temizlenmek, tarikatın amacı yola girmek, marifetin maçı yaratılışa uygun salih amel işlemek, hakikatın amacı Hakkı bilmektir. Yine Yunus Emre “Evvel kapı şerîat emr ü nehyi bildürür. Yuya günâhlarunı her bir Kur’ân hecesi” deyişi ile şeriatın şeri atmak (9) ve temizlenmek olduğunu bildirir. Şeriat gemi, tarikat deniz, hakikat oradaki incilerdir. Sözü ile şeriat bir araçtır. Elbette araç olmadan menzile ulaşmak imkansızdır. Tabi menzile ulaşanlara seriatı hatırlatmakta hatadır. Şeriat basamağında bulunan bir kişinin hakikatı bilmesi de mümkün değildir.
Dört kapı kırk makam: Çalab Tanrı’ya kırk makamda erer, dost olur. Onu Şeri’at içimde, onu tarikat içinde, onu ma’rifet içinde, onu hakikat içindedir.“ Hacı Bektaş-ı Veli
Şeriat makamının on basamağı
1) İman etmek: (9)
2) İlim öğrenmek: (10)
3) İbadet etmek, (11)
4) Helal kazanmak, Faizi haram bilmek(12)
5) Nikah kıymak: (13)
6) Hayız ve nifas halinde nikahı haram bilmek: Kadının özel hallerinde cinsellikten uzak durmak.(14)
7) Sünneti (uygulama) cemaat (insanlar): Allah’ın kullar arasındaki adaleti aynıdır ve değişmez. (15)
8) Şefkatli olmak(16)
9) Temiz yemek ve temiz giyinmek(17)
10) Emr-i Maruf: Yaramaz işlerden sakınmak. (18)
Şeriat Ehli: Kurallarda kalan özü bulamayan ve hakikatten uzak kimselere şeriat ehli denir. Bunlar hakikati bulmuş velilere sapık der ve onları cezalandırma yoluna giderler. Onlara göre velilerin sözleri şeriata aykırıdır. …Ve Biz, ona şah damarından daha yakınız. Kaf-16 ayetinin hakikatini görüp Enel hak diyen Nesimi, Halaç-ı Mansur gibi birçok hakikat ehli öldürülmüştür. Hatta bunlar o kadar ileri giderler ve Adem’e secde ayetlerinin görmemezlikten gelirler. Allah’a ve resule itaat edin”… Ali İmran-32 sözünü inkar ederler ve derler ki Allah var ondan başka kimseye itaat etmeyiz. Ve yine Ehlibeyt’i reddederler saltanata sahip yöneticilerin peşinden giderler. Nebilerin vekilleri evliyalar olduğu halde, nebilerin vekilleri ve onlar adına hüküm veren bizleriz der. Hiç çekinmeden Ayetlerin manalarını insanlara çıkarlarına uygun olarak anlatırlar.
Medeni Devletler ve Hukuku (şeriatı)
Dünya üzerinde kurulan birçok devlet günümüzde koydukları anayasalar ile ülkelerini yönetirler. Allah’ın yasaları değişmez. İnsanların yasaları değişir. İnsanların yasaları
Devletin dini adalettir. Adalet’ İslam’ın temelidir. Bir devlet adaletle yönetiliyorsa o devlete dine uygun devlet denebilir. Bir devlet adaletle yönetilmiyorsa yönetim ismini başında İslam kelimesi olsun veya olmasın o kurallar İslam’a uygun değildir.
Günümüzde hukuk kuraları ile daha medeni ve daha bireysel haklara doğru gelişmektedir. Bu gelişme sancılı ve bir o kadar da şiddetli devam etmektedir.
Saltanat veya Muaviye şeriatı:
Saltanatçı şeriat kişilerin veya bir gurubun kişisel hırs ve ihtiraslarına hizmet eden ve kutsallaştırılan anlayıştır.
İslam adı altında Muaviye tarafından uydurulan ve zorla halka öğretilen birçok uygulama mevcuttur. Muaviye şeriatında asıl olan saltanata bağlı olmak ve saltanatı yönetenlere tabi olmaktır. Din kuralları şekillere, kalıplara sokularak özünden uzaklaştırmak, bu anlayışın en önemli özelliğidir. Gösteriş, riyakarlık, benlik, saltanat düşkünlüğü, insanları eşit görmeme, hesap vermeme, para ve makamın tercih edilmesi, adaletin olmayışı gibi bir çok özellik ile Muaviye şeriatını tarif edebiliriz.
Muaviye şeriatını, İslam şeriatı diye kanla, zulümle, iftira ile halka zorla öğretmeye çalışmış, Peygamber evlatlarını ve dostlarını öldürmekten dahi çekinmemiştir. Muaviye şeriatında dinin tüm uygulamaları şekle bağlıdır. Kedilerine şeriatçı diyen dini guruplar biz şeriat isteriz diye kan dökerek saltanat şeriatını yeryüzünde hakim kılmaya çalışıyorlar. İslam’da zorlama olmadığı halde zorla insanlara kendi din anlayışını dayatmaktadırlar. Muaviye’den başlayarak uydurulan kurallar Müslüman ülkelerde saltanat sahipleri tarafından dini emir gibi hala uygulanmaktadır.
Özetin Özeti
Ey Şeriat isteyen; artık Allah’ın kuralları ile İnsanların kuralarını yarıştırma. Yüce Tanrının kurallarına uymak için tek bir engelin var o da kendi benliğin, kendi nefsindir. Kendi cehaletin, kendi hırs ve ihtiraslarındır. Yüce Tanrı’nı Şeriatı Kuran’ı kerimdir ve özeti güzel ahlaktır. Şeriat diye İnsan öldürmek ise ancak Yezit gibi dünyaya tapanların yapacağı iştir.
Yapılması gereken tek şey; şeri yani kötülüğü atmak, güzel ahlakı takip ederek sevgi ile nura ulaşmaktır.
“Şeriat ehli ırak iremez bu menzile”, “Şeriat oğlanları nice yol ide bize” Yunus Emre
Şeriat muma benzer, yol gösterir. Fakat mumu ele almakla yol aşılmış olmaz. Yola düzeldin mi o gidişin tarikattır, maksadına ulaştın mı o da hakikat. Bunun için “Hakikatlar meydana çıksaydı şeriatlar, yollar bâtıl olurdu” denmiştir.
Mevlana Muhammed Celaleddin
Ayetler : Meal Yaşar Nuri Öztürk’e aittir.
- De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok affedici, çok merhametlidir.” ALİ İMRAN 31
- “…yaşamam da, ölümüm de âlemlerin Rabbi Allah içindir.” Enam-162
- Ve biz seni ancak âlemlere bir merhamet/bir sevgi olman dışında bir şey için göndermedik. Enbiya-107
- Yemin olsun ki, o Kuran çok değerli bir elçinin sözüdür. Çok güçlüdür o elçi. Arş sahibinin katında saygındır. Orada kendisine itaat edilir, emindir. Tekvir 19-21
- “Nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyân etmiştir.” (eş-Şems, 9-10)
- Allah hiçbir benliğe, yaratılış kapasitesinin üstünde bir yük yüklemez/teklifte bulunmaz. Her benliğin yaptığı iyilik kendi lehine, işlediği kötülük kendi aleyhinedir/kişinin hem kendisini hem başkaları için kazandığı onun lehine, yalnız kendi nefsi için kazandığı onun aleyhinedir/kişinin kendi emeği ile kazandığı lehine, başkalarının sırtından kazandığı aleyhinedir….Bakara – 286
- Eğer yasaklandığınız günahların büyüklerinden uzak kalırsanız, diğer kötülüklerinizi örteriz ve sizi nimet ve bereket dolu bir varış yerine ulaştırırız. Nisa-31
- De ki: “Allah’a, bize indirilene, İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a, torunlarına indirilmiş olana, Mûsa’ya, İsa’ya ve diğer nebilere Rablerinden verilmiş bulunana inandık. Onlardan hiçbirini ötekinden ayırmayız. Biz O’na teslim olanlarız.” ALİ İMRAN 84
- …O, ilim bakımından her şeyi çepeçevre kuşatmıştır. Taha-98 Yemin olsun, biz onları bir ilim sayesinde âlemlere üstün kılmıştık. Duha – 32
- De ki onlara: “Hadi gelin, Rabbinizin size neleri haram kıldığını yüzünüze karşı okuyayım: Hiçbir şeyi O’na ortak koşmayın. Ana-babaya çok iyi davranın. Yoksulluk endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin; biz sizi de onları da rızıklandırırız. Kötülüklerin görünenine de gizli kalanına da yaklaşmayın. Allah’ın saygın ve aziz kıldığı cana, bir hakkı savunmak dışında kıymayın. Allah size bunları önerdi ki, aklınızı işletebilesiniz.” Enam-151
- Ey insanlar! Yeryüzündeki nimetlerden temiz ve helal olmak şartıyla yiyin…Bakra-168 Size verdiğimiz rızkın temizlerinden yiyin! Bu konuda azgınlık etmeyin! Yoksa öfkem üzerinize çöker. Ve kimin üstüne öfkem inerse o uçuruma gider.Taha-81
- Ey iman edenler! Kadınlara, zor ve baskı kullanarak mirasçı olmanız size helal olmaz. Kendilerine vermiş bulunduğunuz şeylerin bir kısmını çarpıp götürmek için onları sıkıştırmanız da helal değildir. Kanıta bağlanmış bir fuhuş yapmaları hali müstesna. Onlarla iyi ve güzel geçinin. Onlardan tiksindinizse olabilir ki, siz bir şeyi çirkin bulursunuz da Allah, ona çok hayır koymuş olur. Nisa-19
- Geçmişte kalanlar hariç, babalarınızın nikâhlamış olduğu kadınlarla evlenmeyin. Böyle bir şey açık bir edepsizlik, nefret gerektiren bir kötülüktür. Çirkin bir yoldur bu. Nisa-22 Ey iman edenler! Kadınlara, zor ve baskı kullanarak mirasçı olmanız size helal olmaz. Kendilerine vermiş bulunduğunuz şeylerin bir kısmını çarpıp götürmek için onları sıkıştırmanız da helal değildir. Kanıta bağlanmış bir fuhuş yapmaları hali müstesna. Onlarla iyi ve güzel geçinin. Onlardan tiksindinizse olabilir ki, siz bir şeyi çirkin bulursunuz da Allah, ona çok hayır koymuş olur. Nisa-19 —– Mümin erkeklerle mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyilik ve güzelliği belirlenene özendirirler, kötülük ve çirkinliği belirlenenden sakındırırlar. Tevbe – 71
- Senden önce gönderdiğimiz resullerimize uygulanan yöntem de buydu. Sen bizim yol ve yöntemimizde değişme bulamazsın. İsra-77
- Ve biz seni ancak âlemlere bir merhamet/bir sevgi olman dışında bir şey için göndermedik. Enbiya-107 — Beni öldürmek için elini bana uzatırsan, ben seni öldürmek için elimi sana uzatmayacağım. Şu bir gerçek ki, ben, âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım.” Miada-28
- …” Ey Ademoğulları, biz sizin çirkin yerlerinizi örtecek bir elbise ve size ‘süs kazandıracak bir giyim’ indirdik (var ettik). Takva ile kuşanıp-donanmak ise, bu daha hayırlıdır
Araf-26 —-Ey iman sahipleri! Allah’ın size helal kıldığı şeylerin temiz ve güzel olanlarını haramlaştırmayın; azıp sınırı aşmayın; Allah azıp sınırı aşanları sevmez. Madia -87 - Gün gelecek, her benlik, hayırdan işlediğini önünde bulacaktır. Kötülükten işlediğini de… İsteyecektir ki, önüne getirilenle kendisi arasında uzun bir mesafe olsun. Allah sizi, kendisinden sakınmaya çağırır. Allah, kullarına karşı Raûf’tur, çok şefkatlidir. Ali İmsan-30 — İş onların sandığı gibi değil! Kötülük ve çirkinlik kazanan, suçu kendisini kuşatmış olan kişiler, ateşin dostudurlar. Sürekli kalacaklardır onun içinde. Bakara-81
- Şu bir gerçek ki Allah; adaleti, iyi ve güzel davranmayı, akrabaya vermeyi emreder. Tüm pisliklerden/edepsizliklerden, kötülükten, azgınlık-doymazlık ve kıskançlıktan yasaklar. Düşünüp ibret alırsınız ümidiyle size öğüt veriyor. Nahl-90
18.Şu bir gerçek ki Allah; adaleti, iyi ve güzel davranmayı, akrabaya vermeyi emreder. Tüm pisliklerden/edepsizliklerden, kötülükten, azgınlık-doymazlık ve kıskançlıktan yasaklar. Düşünüp ibret alırsınız ümidiyle size öğüt veriyor. Nahl-90 Gün gelecek, her benlik, hayırdan işlediğini önünde bulacaktır. Kötülükten işlediğini de… İsteyecektir ki, önüne getirilenle kendisi arasında uzun bir mesafe olsun. Allah sizi, kendisinden sakınmaya çağırır. Allah, kullarına karşı Raûf’tur, çok şefkatlidir. Ali İmran —- İş onların sandığı gibi değil! Kötülük ve çirkinlik kazanan, suçu kendisini kuşatmış olan kişiler, ateşin dostudurlar. Sürekli kalacaklardır onun içinde. Bakara-8
Kaynak : Hacı Bektaş-ı Veli makalatı, Ehlibeyt, Kuran-ı Kerim
Nihat Vural
ilk yazım :15.02.2019
Gğünceleme : 08.02.2024