Seyyid Nizam – İmam Hüseyin Şehidi
Seyyid Nizam Kimdir?
Asıl adı; ”Nizâmeddîn Ahmed Ebâ Nesîm’dir.” Muhammed Ali neslinden olup, Hz. Hüseyin evlâdından olması sebebi ile Seyyiddir. Babası Şehâbeddin Hz.Muhammed’in yirmi yedinci torunudur. Halk arasında ”Seyyid Nizâm” olarak bilinir.
Seyyid Nizâm uzun boylu, yassı yanaklı, ela gözlü, açık kaşlı, yuvarlak yüzlü, lisânı çok düzgün olup, İmam Ali gibi heybetli idi. Hattâ onun için; ”Emîrü’l-müminîn İmam Ali’ye benzer.” diye rivayet edilir.
Seyyid Nizamoğlu olarak ünlenen Seyyid Seyfullah isminde aşık ve velî bir oğlu vardı.
Bagdat’ta dogdu istanbul’a teşrif etti.
Aslen Bağdatlı olan Seyyid Nizâm Efendi; Kâsım Zülfikâr Mâzenderânî’nin irfan meclislerinde ve hizmetinde bulunarak Ehlibeyt’in tasavvuf yolunda yürüdü. Yavuz Sultan Selim’in saltanatçı bir anlayışı benimseyip Ehlibeyt yoluna karşı baskı ve zulümlerini arttırdığı zor ve meşakkatli bir zamanda İstanbul’a geldi. Silivrikapı civarında kurduğu tekkesinde Ehlibeyt yolunu yaşatmaya başladı. İlk başlarda Osmanlı yönetiminden itibar gördü. Osmanlı yönetimimin Muhammed Ali yoluna karşı takındığı olumsuz tavırdan dolayı bu itibarı azalmaya başladı.
Osmanlı yönetimi Bektaşılik ve Ahilikte uzaklaşıp sunilik mezhebi eksenine girdikçe Seyyit Nizam ulema tarafından hedef haline getirildi. Seyyit Nizam İslam’ın Ehlibeyt’in yolu olduğunu söylüyor ve buna göre tekkesinde erkanını yürütüyordu.
Kerametleri ve ilmi ile halk arasında sevilmesi ve takdir toplaması artınca ulemanın telkinleri ile Seyyit Nizam şehit edildi. ”Allah’ü Teâlâya hamd ve şükürler olsun ki bugün ceddim dedem hazret-i Hüseyin’in âlûde hûn kana bulaşmiş olduklari gibi ben de öylece gidiyorum” sözleri ile ”Hz. Hüseyin gibi Allah yolunda şehit olduğunu son sözlerinde söyledi.
Bu da yetmezmiş gibi cenazesi o zamanlar Hıristiyan mezarlıkları olan bu günkü alana gömüldü. Buda yetmezmiş gibi türbesine yapılan mescit minare ile camiye çevrildi. Peygamber ve Evliya türbelerine sırt dönülmezken bu türbede bu anlayışa uymayan uygulamalar yapıldı.
Ehlibeyt sevenleri tarafından türbesi tekke olarak faaliyetini sürdürdü. Bu tekkede birçok Ehlibeyt aşığı yetiştirdi. 1925 yılında tekke ve zaviyelerin kapatılması sonra bakımsız bir halde 1955 yılına kadar devam eder. 1955 yılında cami olarak faaliyetine yeniden başladı. Cami olarak faaliyetini sürdürdüğü dönemde Ehlibeyt’e uygun bir erkan yürütülmemiştir. Devlet makamının cami olarak açılmasına izin verdiği bu mekan bir Ehlibeyt tekkesidir. Ehlibeyt aşıkları ve talipleri Seyyit Nizam kabrini ziyaretlerini sürdürmeye devam ediyorlar. Özellikle Muharrem ayında Hz. Hüseyin gibi Allah yolunda şehit edildiği için ziyaretçiler ile doldu taştı.
Seyyit Nizam tekkesinin günümüzdeki işlevi tamamen cami kültürünün hakim kılınması ile devam etmektedir. Adına yaptırılan gösterişli bir cami ile azda olsa bulunan Ehlibeyt izleri tamamen silinmiş durumdadır.
Tekkenin cami olarak devlet tarafından izin verilmesi hatalı ve yanlıştır. Yapılması gereken en doğru adım ise tekke olarak açılmasıdır. Mustafa Kemal’in laik devleti yöneten siyasetçilerin yapması gereken en doğru adım budur.
laikliğe aykırı bir çok uygulamaya imza atan siyasetçilerin, tekeler konusunda hiç bir işlem yapmamasının sebeplerini iyi araştırma yapmak gerekir. Bizim kanımız kendilerine oy veren tutucu seçmenlerin oylarını kaybetmektir.
Türkiye’de sahte tarikat ve cemaatler istedikleri gibi faaliyetlerini yürütmekte hata Cumhuriyet karşıtlığı yapmayı sürdürmekte, gerçek tekkeler ise kapalı kalmaya devam etmektedir.
Cenâze’sine kimler katıldı.
Cenâze duasının büyük velî Merkez Efendi, Fâtih Câmiinde kıldırdı rivayeti de gerçek dışıdır. Erenlerin cenazesi tekkelerinden veya evlerinden kaldırılır. Hz. Muhammed ve Hz. Ali’nin cenazesi evlerinden kaldırılmıştır. Bektaşi Merkez efendiye aftedilen nakil şöyledir: Seyyid Nizâm hazretlerini kabre indirdiler. Ben telkîn verdim. O anda hazret-i Seyyid’in bir sedâsını işittim, buyurdu ki: ”Biz cevâbımızı verdik. Var sen kendi cevâbını hazırla.’‘ .
Seyyit Nizam Türbesinde Ehlibeyt izleri siliniyor.
Nisan 2016 yılında gösterişli bir cami Seyyit Nizam türbesinin yanına onun adıyla tamamlanarak açıldı. Yine bilindiği gibi Ehlibeyt evlatları gösterişli ve devasa camilerin yapılasını benimsememiş, kurdukları sade tekkelerde Ehlibeyt yolunu sürdürmüşlerdir. Caminin yapımı ile birlikte bir arda olan Seyyit Nizam türbesi ve mesciti tamir edilmiş ve tekrar ziyarete açılmıştır. Seyyit Nizamın soy ağacını bulunduğu mermer lahit türbenin dışından kaldırılmıştır. Ayrıca kabrini çevreleyen demir korkuluklarda Seyyid Nizâm hazretlerinin zamanında yaşamış ve hacca gitmiş olan bir kişinin anlattığı rivayeti yazan yazı kaldırılmıştır. Bu kişinin rivayet öyledir: Medîne-i münevvere’de Resûlullah efendimizin mübârek Ravda-i mütahherasına karşı durup ağlayarak uyudum. Rüyâmda Resûlullah’ı gördüm. Bana buyurdular ki: ”İstanbulda benim evlâdımdan Seyyid Nizâm vardır. Onu bul. Dâima ziyâret et. Böylece beni görmüş ve cemâlime ermiş olursun”. Ben hac dönüşü Istanbul’a gelip Seyyid Nizâm hazretlerini buldum, sık sık ziyâret ettim ve mübârek sohbetlerinden istifâde ettim.
Yine tekkelerde minber bulunmaz. Yüksekten müminlere bakan bir eren yoktur. Minber camiye çevrildikten sonra konmuştur.
Seyyit Nizam, Nakşibendi yapılmaya çalışılmış ve onun Nakşibendi olduğu yazılıp anlatılmıştır. Oysa Bahattin Nakşibendi rivayetle göre zaten Ehlibeyt evladı olan Seyyit Emir Kulal’a bağlıdır. Olsa olsa bir Nakşibendi, Seyyit olan bir kişiye bağlanabilir. Bir Seyyit’in Seyyit olmayan bir kişiye bağlanması mümkün değildir. Seyyit Nizam’ın Nakşi olarak söylenmesi bilinçli yapılan bir uydurmadır.
1826 yılında Bektaşi tekkelerin kapatılması ve Bektaşi babalarının bazılarının katledilmesi, bazılarının sürgüne gönderilmesi sonucunda Nakşi şeyhler Bektaşi tekkelerine atanmış ve bu tekkelerin Nakşi tekkesi olduğu yalanı uydurularak halk arasında yayılmaya ve halkı Ehlibeyt ve erenlerden uzaklaştırmaya çalışılmıştır.
Cenazesinin Fatih caminden kaldırıldığı rivayeti dahi uydurmadır. Bu Seyyit Nizam’a yapılan zulmü gizlemek için yapılmıştır. Tüm bu sunnileştirme politikalarına rağmen halkımız Ehlibeyt’ten ve Erenlerden kopmamış, olanlara olan sevgi ve bağlılığını sürdürmeye devam etmiştir. Muharrem ve Ramazan oruçlarında halk akın akın türbeyi ziyarete devam etmiştir.
Seyyit Nizamn hakkında sözün kısası
Seyyit Nizam’ın İslam anlayışını daha iyi anlamak için oğlu Seyyit Seyfulla’ın doğuşlarına bakmak yeterlidir. Biz birkaç tanesini aşağında paylaştık.
Benim Ehlibeyt’im Nuh’un gemisine benzer. Kim bu gemiye binerse kurtulur. Kim binmezse helak olur. Hz Muhammed
…Allaha ve Resulüne itaat edin. Ey Ehl-i Beyt, Allah sizden ancak kiri gidermek ve sizi tertemiz yapmak diler. Azhab-33
Bu aşk bir bahr-i ummandır
Buna hadd ü kenar olmaz
Delilim sırr-ı Kur’andır
Bunu bilene de ar olmaz
Süre geldik ezeliden
Pirim Muhammed Ali’den
Şerab-ı la-yezaliden
İçenlerde humar olmaz
Eğer aşık isen yare
Sakın aldanma ağyare
Düş İbrahim gibi nare
Bu gülşende yanar olmaz
Kıyamazsan başa ü cana
Uzak dur girme meydana
Bu meydanda nice başlar
Kesilir hiç sorar olmaz
Hakk ile hak olanlara
Kendi özün bilenlere
Dost yolunda ölenlere
Kan bahası dinar olmaz.
Bak şu Mansur’un işine
Halkı üşürmüş başına
Enel Hakk’ın firaşına
Düşenlere timar olmaz
Seyfullah sözünde mesttir
Şeyhinden aldığı desttir
Divane-ra kalem nist’dir
Ne söylese kanar olmaz.
**********************
Bir dertliyem derdim vardır
Ya ben nice dönmiyeyim
Herdem işim ah ü zardır
Ya ben nice dönmiyeyim
Aşk odu yürekde yanar
Beni gören mecnun sanar
Gökyüzünde ay gün döner
Ya ben nice dönmiyeyim
Gel şekki gönülden gider
Müminlerde inkar nider
Meleklerde arş devreder
Ya ben nice dönmiyeyim
Biziz ümmet-i naciler
Din yolunda duacılar
Kabe’de döner hacılar
Ya ben nice dönmiyeyim
Bu sırra münkirler ermez
Dost yolunu körler görmez
Çarh-ı felek döner durmaz
Ya ben nice dönmiyeyim
Yeller eser deniz coşar
Irmaklar dağlardan aşar
Döne döne sular taşar
Ya ben nice dönmiyeyim
Seyyid Nizamoğlu tekdir
Münafığın işi şektir
Evvel ahır dönmek haktır
Ya ben nice dönmiyeyim
Seyyit Nizam Türbesi adresi :Seyitnizam Mahallesi, Seyit Nizam Cd No:67, 34015 Zeytinburnu/İstanbul
kaynak : Bektaşi kaynakları
cemhaber.com
11.05.2018
Nihat Vural